Ten, sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için çok önemlidir. Çünkü cinsellikteki ten uyumu, kişileri birbirine yaklaştırır, güzel duyguları canlandırır, neşe ve mutluluk verir. Dokunmak hissetmektir ve cinselliğin en önemli öğelerinden biri de çiftler arasındaki dokunma, birbirine temas hissi ile olan kimyasal bir uyumdur.
Ten uyumu
nedir?
Ten uyumu, dokunmayı karşı koyulamaz hale getiren feromonlar gibi hormonal, bilinçaltı süreçler gibi psikolojik ve
tarafların birbirlerinin cinsel anlayışına hitap eden öğelere
sahip olması durumu gibi sosyal çerçevelerde iki kişi arasında
meydana gelen olumlu ve çekici etkileşimlere denmektedir.Ten
uyumunun önemli unsurları vardır, bunlar tenin rengi, tenin
kokusu, tenin verdiği his, tenin tadı ve tenin dokusudur.
Ten uyumunu sağlayan hormonlar nelerdir?
Vücuda çeşitli maddeleri salgılayarak bizim sağlıklı, mutlu yaşamamızı sağlayan salgılara “hormon” deniyor. Feromonlar, vücudumuzun salgıladığı hormonlardan sadece birisidir. Ten uyumunda gösterdiğimiz ve yukarıda bahsettiğim davranışların sebebi, vücudumuzun salgıladığı işte bu feromonlardır.
Ten uyumunun cinselliğe etkisi nedir?
Hormonlarla ilişkili olan ten uyumunu;
duygularımız, düşüncelerimiz, alışkanlıklarımız, yetişme
tarzımız ve daha birçok şey etkileyebilir. Her insanın teni
parmak izi gibi farklıdır.
Ten uyumu ve cinsellik arasındaki ilişki incelenirken “feromon”
adı verilen moleküller keşfedildi. Aşkı bile kontrol eden bu
zerrecikler burundan havayla beraber alınarak beyne iletilir ve
bir ten haberleşmesi olur. “Aşkın kokusu” olarak tanımlanan bu
maddeler sayesinde kişinin ruh hali ve davranış şekilleri
değişir. Örneğin yumurtlama dönemindeki kadınların etrafa
yaydığı feromonlar erkeklere daha çekici gelir.Ayrıca tek başına
yaşayan erkeklerin sakal ve saçlarının geç çıkması, birlikte
oturan kadınların adet günlerinin aynı zamana rastlaması,
birlikte yaşayan insanların birbirlerine benzer davranışlar
göstermelerinin altında feromonlar olduğu iddia edilmiştir.
Ten uyuşmazlığı nedir?
Ten uyuşmazlığı denen şey, genellikle
ruhsal ağırlıklı, iki kişinin birbirlerinden karşılıklı tensel
uyarı açısından bir heyecan bir çekilme hissetmemeleri, dokunuş
sırasında bir elektriklenme almamaları şeklinde açıklanabilir.
Yani bu duruma iki insanın, birbirlerinden hoşlanmış olsalar
bile, sevişme anında fazla bir sıcaklık, bir heyecan ve uyarı
almamaları olarak değerlendirilmektedir.
Cinsel bakımdan uyuşamadıklarını söyleyenler, kendi cinsel
arzularının eşlerininkinden ya daha zayıf olduğunu veya zevk
aldıkları cinsellik biçiminin eşlerininkinden farklı olduğunu
anlatmak istemektedir. Bu tür uyumsuzluklar, ilişkinin ilk
aylarında, hatta ilk birkaç yılında ortaya
çıkmayabilmektedirler.
Ten
uyuşmazlığı sebepleri nelerdir?
Uyumsuzluğun bir nedeni, eşlerin cinsel istek
düzeyinin eşit olmamasıdır. Erkek her gece cinsel ilişki
isterken, kadına haftada bir cinsel birleşme yetebilir veya
bunun tam tersi de olabilir.Erkeklerin psikolojik ve görsel
uyaranlara karşı daha duyarlı olduğu saptanmıştır. Buna
karşılık, kadınların cinselliği, görsel uyaranlardan çok,
bedensel temasla uyarılabilmektedir. Ve içinde yaşadığımız
modern toplumlarda, cinsel çağrışımlı reklamlardan pornogrofik
film ve yayınlara kadar her şey, özellikle erkek cinselliğinin
kızıştırılmasına yöneliktir.
İkinci bir uyumsuzluk türü, eşlerin birbirlerinden farklı cinsel
faaliyet biçimlerinden zevk almalarından kaynaklanır. Bazı
insanlar, suçluluk duygusu, korku ya da düpedüz bilgisizlik ve
deneyimsizlik gibi nedenlerle, bazı sevişme biçimlerinden
ürkebilirler. Eşinin anal seksi denemek istemesi kadını
dondurmaya yetebilir. Çoğu zaman erkekler aydınlıkta sevişmekten
hoşlanırken, kadınlar karanlığı ya da loş bir ortamı tercih
ederler. Bunun çocukluktan gelen psikolojik nedenleri olduğu
gibi, sosyal ve kültürel nedenleri de olabilir. Farklı toplumsal
tabaka ve kesimler, cinsellik konusunda da farklı tutumlara
sahiptir.
Gerçek sevginin olmadığı ilişkilerde de çoğunlukla ten
uyuşmazlığı sorunu yaşanmaktadır. Sevgi olmadığı halde birlikte
yaşama zorunluluğu da zamanla sevgisizliği açık düşmanlığa
dönüştürebilir. Kişiler, bütün sıkıntılarının kaynağı olarak
eşini görmeye başlar. Bu tür düşmanca duygular, kişilerin cinsel
arzularını da öldürür. Böyle bir ilişki içinde, kişiler
başlangıçta sağlıklı oldukları halde sonradan cinsel bakımdan
işlevsizleşebilirler. En iyi çözüm, erkeğin de kadının da daha
mutlu olabilecekleri bir başka eş aramalarıdır; yoksa biriken
cinsel doyumsuzluk ve gerilim, kişinin yaşamının diğer
alanlarında da yıkıcı etkiler yapabilmektedir. Eğer eşler
birbirini gerçekten seviyorsa, tensel uyumsuzluk karşılıklı
anlayış ve deney yoluyla çözülebilir. Çoğu zaman cinsel
uyumsuzluk, birbirine hiç alışmamış yeni eşlerin acemilik ve
aşırı heyecanından da doğabilir. Bir çiftin ilk cinsel
birleşmesi hemen her zaman korkular ve duygusal gerilimlerle
doludur.
...