Hergün  12.00 - 20.00
Pazar KAPALI
Whatsapp: 0539 8288152
 

Merak edilen cinsellik , islamda cinsellik

 

İslamda cinsellik, cinsel hayat, islamda cinsel yasaklar, gerdek, ilk gece cinsel ilişki, islamda cinsellik ve orgazm - erken boşalma, islamda cinsel hayat erkekte ve kadında konularını işleyen aşağıdaki yazının tamamı olduğu gibi islami yazar sn. Mehmet Ali Demirbaşın kişisel sitesi "mehmetalidemirbas.com" dan alınmıştır.

Hassas bölgeler:

Öpüşme; hem cinsel beraberliği başlatır, hem de orgazma varmada önemli bir rol oynar. Dudaklar ve dil, en duyarlı bölgelerdendir. Özellikle alt dudakların ve dilin emilmesi, kadınlar için cinsel hazzı artırıcı etki uyandırır. Bu bakımdan, eşler sevişme ve birleşme sırasında yapacakları hareketlere çok dikkat etmeli, ilişkiyi bir işkenceye çevirmemelidir.
Esas itibariyle, kadın vücudu duyarlı ve cinsel uyarılmaya açıktır, bu açıdan, kadın vücudunun hemen her noktası, aynı zamanda bir haz noktasıdır. Ancak, cinsel zevk açısından bazı bölgeler daha gelişmiştir. Bunların başında "klitoris" gelir. Bu, kadınlık organının üst tarafında bulunan bir çıkıntıdır. Bu organ, erkeğin penisi gibi bir yapıya sahiptir ve cinsel uyarma sonucu kabarır. Kadın vücudunun en duyarlı noktası olduğu için, klitorisi sürekli uyarmak, üzerine baskı uygulamak yanlıştır ve bu zevkten çok acı verebilir. Klitorisi, hafifçe okşamalıdır!
Cinsel organ dışındaki haz ve uyarı bölgelerinin başında, göğüsler gelir. Kadınların meme uçları adeta birer klitoris görevi görür ve uyarılmaları kadına büyük haz verir. Aynı şekilde, memelerin koltuk altlarına doğru uzanan yan kısımları ile iki memenin ortası, bir de altlarındaki yuvarlıklar, hassas ve uyarıya açık bölgelerdir.
Kadın vücudunun geri kalan hemen tüm bölümleri de, kadından kadına değişen bir biçimde, yüksek duyarlığa sahip olabilir. Bunlar, bacak araları, göbek yuvarlağı, kulaklar, boyun, ense, sırt.
İlişkiden önce, hassas bölgelerin hafif okşamalarla tahrik edilmesi gerekir. Ama bu okşamaya da, belirtilen en hassas bölgelerden başlanmaz. Daha az hassas bölgelerden başlayarak, en hassas bölgelere, merkeze doğru kaydırılan yumuşak bir okşama idealdir.
 Oral seks denilen, erkeklik uzvunu kadının ağzına alması, dini açıdan çok çirkin ve günah olduğu gibi sağlık açısından o derece tehlikelidir. Yapılan araştırmalarda, aids hastalığının bu yolla da bulaştığı tespit edilmiştir. Ayrıca erkeğin kadının organını öpmesi yalaması da aynı derecede tehlikeli, çirkin ve günah bir harekettir.

İlişki safhası:

Eşlerin ihtiyacına göre uzunca veya kısaca yapılan başlangıç oyunlarından sonra, şehvet hislerinin iyice uyanmasıyla, kadında birleşmeyi kolaylaştırıcı mezi denilen sıvı çıkar. Kadın, cinsi his bakımından zayıf olur veya yeterince tahrik edilmemiş bulunursa, böyle bir sıvı görülmez.
Temas safhasında en önemli mesele, erkeğin acele etmemesidir. Sabırla idare etmesini bilmek, erkeğe düşen önemli bir vazifedir. Eğer erkek, kadının hâlini düşünmeden sadece kendi zevki için davranırsa, bir-iki dakika içinde zevkin sonuna geliverir. Bu durum ise, kadını yarı yolda terk edip, sıkıntı içinde bırakır. O halde erkek, ihtiyatlı tavırlarıyla, "orgazm" durumuna gelmeyi geciktirmeli, bu noktada kadınla beraberliği sağlamaya çalışmalı.
Esas itibariyle birleşmenin sorumluluğu da erkeğe düşer. Erkek, birleşmeye doğru yönelirken, kadının bunu anlayacağını sağlayacak hareketler yaparak onu hazırlamalı, aynı zamanda da, yavaş hareketlerde bulunarak "birleşme" durumuna geçmeli. Sevgi oyunları sonucu uyarılmış bir durumda olan kadın, zevk içinde olduğu kadar, "şefkat" ihtiyacı da içindedir. Bu bakımdan, erkek hangi pozisyona geçecekse, bu arada hassas yerleri öpmeyi ve vücudunun çeşitli yerlerini okşamayı ihmal etmemelidir. Birleşme sırasında da, kararlı ama yumuşak olmaya çalışmalı, yavaş yavaş yaklaşmalı, başlangıçtaki yavaş hareketlerin temposunu sonra yavaş yavaş artırmalıdır.
Kadının orgazm hâline gelmesi, erkeğe nispetle daha geç ve yavaş olduğundan, başlangıçta gerekli tahrik oyunlarıyla bu zamanı hızlandırmak ve kısaltmak gerekir. Erkekle beraber kadının da tatmini için, orgazm devresinin hemen hemen aynı anda -veya erkekten önce- olması gerekir. Bu da hazırlanış safhasının iyi tanzimine, devamının sabırla idare edilmesine bağlıdır. Cinsi ilişkinin baştan sona normal bir bütün hâlinde, 15-20 dakika sürmesine ihtiyaç vardır. Bu müddet, duruma göre uzayıp kısalabilir.
Orgazmdan sonra genel olarak erkekler, baştakine benzer bir sevgi ve ilgi göstermeyi ihmal ederler. Kadın ise bu andan sonra da, sevgi kucağında bir miktar daha eğlenmeyi arzular. Bunu ihmal etmemelidir. Onun cinsi yakınlıktaki hissesinin önemli bir kısmı da, sonundaki muamelenin güzelce neticelenmesine bağlıdır. Öyleyse erkek, eşinin bu ândaki haklı arzusunu da ondan esirgememelidir. Son safhadaki bu arzuya cevap vermek için, yerine göre bir kendine çekiş, kucaklayış ve okşayış da kâfi gelebilir. Önemli olan, boşalmadan sonra hemen çekilmeyip, az da olsa bir ilgi gösterilmelidir!

Eşlerin tatmini

Cinsi yakınlıkta erkeğin tatmin olmasında zorluk olmaz. Fakat kadınların çoğu tatmin edilmemiş, doyuma ulaşamamış durumda kalırlar.
Gerçekte erkeğin cinsi başarısı ve eşini tatmin için, fazla güçlü olmasına ihtiyacı yoktur. Erkeklik organının küçük olmasının da rolü yoktur. Biraz cinsi teknik ve normal erkeklik vasfını taşıyan, ilişkilerde gerekli faaliyet gücünü kendinde bulan her erkek, bunu başarabilir. Kadının zevk bölgesi yüzeye çok yakın olduğu için erkeklik organı normalden küçük bile olsa, cinsi tatmine engel değildir.
Evlilik hayatında pek az tatmin olabilen, hatta hiç olmayan kadınlar da vardır. Sık sık tatminsiz bırakılırsa ve bilhassa iyice duygulanma safhasında temas kesilirse, kadının huzurunu kaçırır. Bu da, evlilik saadetine zarar verir. Cinsi tatminsizliğe maruz kalan kadın, sinir gerginliğinin verdiği ıstırapla, çok zaman uykusuz kalır. Gittikçe erkeğiyle ilişkiden çekinmeye başlar; ona olan sevgi ve itimadı sarsılır. Neticede sıkıntı, sinir bozukluğuna yol açar. Bu durum devam ederse, evlilik hayatı tadını kaybeder. Erkeklerin pek çoğu, bu noktada gaflete düşer. Erkekleriyle geçinemeyen kadınların yüzde doksanı da, cinsi tatmini bulamayan kadınlardır.

İlişkide kadının boşalması ve tatmini

Sık nefes, mahrem bölgede hafiften kasılmalar ve gevşeyip rahatlama gibi hâllerden belli olur. Bunlar sezilmiyorsa, onun tatmin olmadığı bilinmelidir. Kadındaki bu hâlin en önemli sebebi erkeğin sabırsızlık ve dikkatsizliğidir. En önemli çaresi de, erkeğin ilişki tekniğini gerektiği kadar bilmesi ve dikkat etmesidir. Bu iş, evlilik hayatında zamanla kazanılan tecrübelerle gelişir. İlk safhada mükemmellik beklenmez.

Orgazm olayı

En başta gelen problem budur. Bunu beceremeyen istenilen neticeye varamaz. Bunun için, damdan düşer gibi yapılan bir temas, kadın için büyük hayal kırıklığı ve tatminsizlik demektir.
Birleşmede orgazma ulaşan kadın sayısı oranı hayli düşüktür. Ömründe orgazm olmamış kadın sayısı da az değildir. Orgazma ulaşamamanın sebebi, ekseriyetle, psikolojik gerginliktir.
Cinsi temasın başarısında psikolojik yakınlık ve hazırlığın yanı sıra, uygun yer ve zamanın da büyük önemi vardır. Kaba olmadan, tatlı bir şekilde yapılan tembihler mutlaka tesirli olur. Sabır, güven, anlayış, sevgi, şefkat. Bunlar uzun ömürlü ve mutlu bir evliliğin önde gelen şartlarındandır.
Bu arada sık sık boşalma noktasına gelebilir. Böyle durumlarda, kendisi hareketi durdurur, eşinin de durmasını, hareket etmemesini söyler ve eşi de ona yardımcı olursa, erken boşalmayı önlemek mümkün olabilir. Sakinleştikten sonra, tekrar devam ederler. Sakinleşmenin, boşalmayı geciktirmenin başka bir yolu da, zihni başka yönlere kaydırmaktır. O anda hanımı ile beraber değil de, başka yerde, başka işlerle ilgilenmeli, zihnini dağıtmaya çalışmalı. Mesela, yarın yapacağı işleri düşünür. Geçmişteki hoşlanmadığı olayları hatırlarsa orgazm gecikebilir.
Önce uyarma, sonra gerilimi sona erdirme safhalarından meydana gelen bu metotta, birbirini takip eden tembih ve durma seansları sırasında, erkek boşalmaksızın cinsi heyecanın en üst mertebesine çıkmayı öğrenebilir. Bunu geciktirmek, tecrübeyle zamanla öğrenilir. Bu süre ne kadar uzun sürerse, o kadar iyi netice alınmış olur, o kadar faydalı olur. Bu esnada erkek boşalsa bile bu geciktirmeden dolayı organının sertliliği hemen kaybolmaz. Dolayısıyla kadın orgazm olamamış ise bu sırada o da orgazm olmuş, rahatlamış olur. Kısacası erkek kendine her ne metotla olursa olsun hakim olup, boşalmayı istediği zaman, kadının durumuna göre ayarlaması gerekir. Erkek sabırlı davranıp, eşinin hassas bölgelerini tahrik ederek, onun da cinsi tatmine erişmesi için gayret gösterirse, zamanla kendi orgazmını geciktirmeyi öğrenebilir. İradesine hakim olarak, gerekli ayarlamayı yapabilir. Genellikle penisin hazneye girmesi ile 2-3 dakika içinde boşalabilir. Buna meydan vermemek için, erkeğin iradesine hakim olarak penisi dışarı çekmesi veya hareketsiz durması gerekir. Bu esnada 10-30 saniye kadar derin derin nefes almalıdır. Yarım dakikalık bir duraklama, genellikle boşalma isteğini geriletir. Bu hususta bir başka tavsiye, sıkma metodudur. "Tehlikeli" an gelmeden önce, penisin dibi, yani torbaların altı ile makat arasındaki perine bölgesi sıkılır. İşaret ve orta parmak kullanılarak yapılacak bu tazyik, boşalmayı geciktirici bir tesir yapar. Şu da unutulmamalıdır ki, kadının mutlaka orgazm olmasını beklemek de yanlıştır. Belirtilen şartlarda yapılan bir birleşmede kadın rahatlar. Zaten her defasında kadının orgazm olması da çok zordur. Her defasında orgazm olması kadını yıpratır. Bunun için kadın, zaten her beraberlikte bunu beklemez. Psikologlar mutlaka orgazm demenin yanlış olduğunu belirtmektedir. Orgazm önemli olmakla beraber dikkati devamlı orgazm üzerine çekmek de yanlış olur. Bu konudaki zorlama cinsi beraberliğe olumsuz etki edebilir.
Kısacası cinsel birleşme eşittir orgazm demek değildir. Orgazmda önemli olan bunun önemini bilip kadını bundan mahrum etmemektir.

Pozisyonlar

Evlilik hayatı boyunca cinsi münasebetlerin, şeklen değişmeyen bir vaziyette devam etmesi bıkkınlığa sebep olabilir. Bunun için, zaman zaman farklı şekil ve vaziyetleri kullanmaya ihtiyaç görülebilir. Bunun da dinen bir mahzuru yoktur. Cinsi temasta en uygun pozisyon, kadın sırt üstü yatar, erkek kadına yüzü dönük olarak üstten yaklaşır

Ay hâlinde iken

Ay hâllerinde, erkekle bir araya gelmemelidir. Büyük günahlardandır. Ay hâlinde, kadının tenâsül yolları kanla dolgun, rahmin damarlarının ağzı açık, az çok bereli bir hâldedir. En titiz ve temiz olanlarda bile, bu yollarda sinsi bekleyen milyonlarca mikroplar vardır. Ay hâllerinde bunlar hemen süratle ürer, çoğalır, kuvvetlenir; fırsat kollar ve en ufak bir sebeple hemen bereli bulunan tenâsül uzuvlarını, rahim ve yumurtalıkları sarar. Bu ara vuku bulan cinsi yakınlık, mikropların her yana yayılmasına sebep olur. Bu hâl kadını hasta eder. Devamlı olursa fazla kan boşanmalarına, bel ve kasık ağrılarına, ciddi birçok kadın rahatsızlıklarına sebep olur. Sonra, âdet kanının kendine mahsus ağır bir kokusu vardır. Bu koku, pek temiz kadınların bile ter ve tenini kaplar. Bu kokudan kadın kendisi bile tiksinir. Bu sırada vuku bulan cinsi yakınlıkta, bu ağır koku erkeği de tiksindirir. Kadın bunları bilerek, temizliğe bu zamanda daha çok dikkat etmeli ve eş oynaşından hep uzak kalmalı, yakınlıkta bulunmamalıdır. Ay hâlinde ilişki haramdır, büyük günahtır.
Lohusa iken de, yakınlıkta bulunmaktan sakınmalıdır. Bu da haramdır. Zira doğum esnasında tenâsül uzuvları, bilhassa rahim, hazne berelenir, çok defa yırtıklar husule gelir. Bu sırada kadınla yakınlıkta bulunmak, kadını pek fena örseler. Mikropların hemen faaliyete geçmesi birçok önemli kadın hastalıklarının meydana gelmesine sebep olur. Onun için rahim ufalmadan, kadının tenâsül uzuvları tabiî hâlini almadan kadına yanaşmamalıdır.Gebeliğin son üç haftasında ilişki kadın için zararlı olabilir. Fakat dinen günah değildir.

Tekrarlama zamanı

İlişkiyi tekrarlama zamanı ve miktarı şartlara göre değişik olur. Bundaki genel ölçü şudur: Kendiliğinden uyanan ve sonunda yorgunluk vermeyen, insana ferahlık ve zindelik kazandıran ilişkiler, tabii ölçüde demektir.
Hâli ve yaşı müsait kimseler için bunun muayyen bir sınırı olmamakla beraber, aradan 4-5 gün geçmeden tekrar edilmemesi yerinde olur. Çünkü erkek, boşalttığı cinsi enerjiyi, ancak bu müddet zarfında kâfi miktar doldurur. İlişkilerin, evli eşler için kırk yaşına kadar, ortalama haftada iki defası normal sayılırken, kırkından sonra haftada bir, ellisinden sonra iki haftada bir, altmıştan sonra ayda bir olması tabii ölçüde sayılmaktadır. Ancak bunlar kesin ölçüler değildir; her insanın hâl ve şartlarına göre değişiklik gösterir. Kadın haklı olarak, cazip hâlleriyle erkeğine karşı cinsi arzusunu hissettirince, erkeğin onu ihmâl etmeden, yakınlıkta bulunması gerekir.
Cinsi ilişkilerin fazla olması, erkeği sıkıntıya sokar. Yorgunluk, hâlsizlik ve dermansızlık yapar. Hele pek genç yaşlardan itibaren bu yoldaki aşırı faaliyetlerle yıllarca israfta bulunanlar, zamanla cinsi kudretlerini kaybedebilirler. Fazlası iyi olmadığı gibi, lüzumsuz cinsi perhiz de iyi değildir. İlişkinin fazlası bedene zarar verir, azı da ruha zarar verir, insanın psikolojisini bozar.

Erken boşalma

Gerçekten bir sıkıntı kaynağıdır. Erkeklerin yarıdan çoğu, erken boşalmadan şikayetçidir. Bu hâlin devam edip gitmesi kadın hakkında tatminsizlik ve huzursuzluk doğurur. Erken boşalmanın başlıca sebepleri; acelecilik, yanlış teknik ve heyecandır.

Acelecilik

Normal olarak erkeklerde cinsi boşalma, kadından daha hızlıdır ve birkaç dakikada gerçekleşir. Bazı kadınların orgazmı da kısa zamanda gerçekleşmekle beraber, çoğunda 5-10 dakikalık zamanı alır. Eğer erkek bu noktada acele davranıp, 1-2 dakika içinde orgazm olup ilişkiyi bitirirse, kadın, henüz arzulanan zevk seviyesine yaklaşmadığı için sıkıntı olur. Bu vaziyetten kurtulmak için, erkeğin ağır davranması zaruridir. İlk temas başladığı an, bir müddet bekleyip nefes alınır. Sonraki kısımda ise, ihtiyatlı hareketler ve yer yer duraklamalarla kendini emniyete alarak, boşalmanın geciktirilmesine çalışılır.

Yanlış teknik

İlişkinin başında gerekli olan heyecanlandırma oyunları ihmâl edilirse, normal olarak kadının orgazmı gecikeceğinden, erkek elbette ki ondan önce boşalma durumuna gelecektir. Bunun için başlangıç oyunlarını gerektiği ölçüde yerine getirmek suretiyle, aradaki mesafeyi kapatmak mümkündür.
Ayrıca erkekte idrar sıkıntısı varken temasa geçmek de, erken boşalmaya sebep olur. O hâlde ilişkiden önce abdest bozmak ve avret yerlerini soğuk suyla yıkamak da, boşalmanın geciktirilmesinde yardımcı olur. Bir de kendini arada bir sıkmak suretiyle, orgazmın hızlanması önlenebilir.

Heyecan

Lüzumsuz telaş ve heyecan, erken boşalmayı kamçılar. Bu hâl, daha ziyade zifaf gecesinde ve ilk temaslarda görülür. Merak ve heyecandan itidâlini koruyamayan erkek, erken boşalmayla o anda bir başarısızlığa düşebilir. Fakat bundan telaşlanmaya hâcet yoktur. Zifaf bahsinde belirtildiği gibi, bu olay o an için olağandır ve daha sonra normal dengesini bulacaktır. İlişkiden uzunca bir zaman uzak kalan eşler de, erken boşalmaya daha müsait duruma gelirler. Bu yüzden erken boşalma engeline takılan erkek, bir müddet sonra ikinci bir teşebbüsle de noksanını tamamlayabilir. Boşalmadan sonra bedenleri ayırmadan, bir süre daha bekleşmek de kâfi gelebilir.Bu ölçüler içinde sabır alışkanlığına devam edilirse, ilişkileri 20-30 dakikaya kadar uzatmak ve birkaç ay içinde erken boşalma sıkıntısından kurtulmak mümkündür.

İktidarsızlık

Esas itibariyle, yaşı geçkin olmayan erkeklerin ereksiyon, yani organın sertleşme zorluğu çekmeleridir. Bunun bir biçimi de, ereksiyona geçme, ancak ilişkinin ortasında penisin yumuşamasıdır. Bu bozukluğun bazen penise kan iletimini düzenleyen prostat bezinden kaynaklanan fizyolojik bir temeli vardır. Ancak çoğunlukla nedeni fizyolojik değil, psikolojiktir. Bunun ölçüsü de, erkeğin, her sağlıklı erkekte görülen "sabah erken ereksiyonunda” bulunup bulunmadığıdır. Bulunabiliyorsa, iktidarsızlığın sebebi fizyolojik değil psikolojiktir.
Başta kendine güvensizlik, suçluluk duygusu, eşinden bıkma gibi sebeplerle gelen, ancak çok çeşitli sebeplerin yol açabileceği iktidarsızlığın önemli bir kaynağı da alkol ve sigaradır. Öte yandan, yaşı ilerledikçe, erkeklerin penislerinin hem dikelme açısı hem de ereksiyonda bulunabilme süresi, penisi sertleştiren damarların deformasyonu sonucu azalır.
Erken boşalma aslında fizyolojik bir bozukluk değildir ve birçok durumda, erkek ile kadın arasındaki orgazm süresinin farkından kaynaklanan bir olgudur. Erken boşalan erkek, genellikle çok çabuk uyarılabilen ve çok hızlı bir ereksiyona sahiptir. Aşırı heyecan sonucu, daha soyunmaya bile fırsat bulamadan boşalan erkekler görülmüştür. Ancak, sahici bir bozukluk olmadığından, eşlerinin de anlayış göstermesiyle erken boşalan erkekler kendi kendilerini eğitebilirler. Burada önemli olan, aşırı uyarıcı durumlardan kaçınmak, sakin olmaya çalışmak ve cinsel birleşmeyi mümkün olduğu kadar yavaş yavaş hareketlerle gerçekleştirmektir.
Cinsi istekte tutukluk, penisin sertleşmemesi veya sertleşmenin kısa sürmesi, normal bir cinsi temas devam ederken isteğin aniden kaybolması gibi iktidarsızlık hallerinin çoğu, psikolojik sebeplere dayanır. Bunun altında çoğunlukla başaramama korkusu ve yanlış saplantılar yatar. Sağlıklı ve yeterli bir cinsi eğitim alınamayışından da kaynaklanan bu korku, genç yastaki erkeklerde geçici iktidarsızlıklara meydan verebilir. Nitekim sinirli, heyecanlı, hassas ve evhamlı şahıslarda iktidarsızlık çok görülür. Bu gibi erkekler bir defa başarısız olduktan sonra, korkuları ve heyecanları iyice artar. Hatta aşağılık kompleksine bile kapılabilirler. Çünkü her ilişkide hormonlar yeniden faaliyete geçirildiğinden, evlilik hayatında belirli ve düzenli aralıklarla devam ettirilen cinsi hayat, cinsi iktidarın da uzun ömürlü olmasını sağlar.Cinsi gücü arttırmaya dönük ilaçların tesiri bir yere kadardır. Bu gibi ilaçlar da rast gele kullanılmamalıdır.

İktidarsızlık sebepleri:

1- Uzun müddet, aşırı derecede ilişkide bulunmanın sebep olduğu fazla israf.

2- Sinir yollarını tahrip eden ve vücudu eriten bazı yıpratıcı hastalıklar.

3- İlmi meseleler üzerinde, fazla çalışma sonucu hasıl olan yorgunluğa bağlı geçici arıza.

4- Gebeliğe mani olmak için, bazı erkekler tarafından kullanılan prezervatif.

5- Tiksinmekten doğan nefret, hissi veya aşırı sevgi ve şefkat hâlinde beliren hürmet duygusu.

6- Çeşitli sebeplerle ortaya çıkan şiddetli korku ve endişeler.

7- Fazla duygulanma ve sinirlenmelere bağlı heyecan ve asabiyet.

8- Yaşlanmaktan dolayı ortaya çıkan tabii iktidarsızlık.

9- Âşık olmaktan ileri gelen duygu veya tatsız hatıralar.

10- Gıdasızlık, vücut yorgunluğu.

11- Alkollü içkiler, keyif verici ve uyuşturucu maddeler.

 12- Büyü.

İktidarsızlık arızaları ekseriyetle geçicidir ve hemen hemen hepsinin de çaresi vardır. Doğru teşhis konduktan sonra, tedavisi zor değildir.

Bedeni tedavi

Bedeni arızalar içindir. Kuvvetli gıda, muntazam uyku ve istirahat, bir müddet cinsi yakınlıktan uzak kalmak, temiz hava seyahatleri, ılık su, deniz ve kaplıca banyoları. Ayrıca cinsi arzuyu arttıran kuvvet macunları ve faydalı ilaçlar da vardır. Fakat ilaçlar son çaredir; mecbur kalmadıkça başvurmamalı, daha ziyade tabii gıda almalı!

Ruhi tedavi

Ruhi olaylardan dolayı zuhur eden iktidarsızlığın tedavisinde en iyi hekim, yine o şahsın kendisi sayılır. İktidarsız olduğuna iyice inanan, hakikaten öyle oluverir. Böyle bir kanaatten sıyrılınca da, bu dertten kurtulur. Bir de anlayışlı hanım, bu derdin devasında yardımcı olabilir.

İlaç ve besin takviyesi

Beslenme ve vitamin takviyesi yararlıdır. B6 ile birlikte diğer B vitaminleri, A vitamini, F vitamini, demir ihtiva eden gıda ve ilaçlar, proteince zengin gıdalar faydalıdır. Padişah macunu diye bilinen gıda ve ilaçlar genel olarak kalori bakımından zengin ve beslenme yetersizliğinden doğan ciddi problemleri bertaraf edebilecek vasıftadır. Aynı şekilde bal, pekmez, helva gibi besinler de faydalı olur.Beslenmeye ve vitamin eksikliklerine dikkat edilmelidir. Psikolojik faktörlerin rolünü düşünerek, asabi gerginlik, endişe ve korkulardan uzak durulmalıdır. Aşırı ve ihtiraslı çocuk isteğinin dahi geçici kısırlık sebebi olabileceği bilinmelidir. Bilhassa genç kızlar ve kadınlar taş ve rutubetli zeminlerde çalışmamalı, oturmamalı, ayaklar başta olmak üzere vücutlarını soğuktan korumalıdır. Banyo, deniz, kaplıca sonrasında ıslak dolaşmamalı, hemen kurulanmalı. Âdet zamanlarında denize, havuza, kaplıcaya girmemeli, bugünlerde temizliğe azami dikkat etmelidir. İçi su dolu küvette banyo yapmamalı. Yağmurlu ve soğuk havalarda ayaklar sıcak tutulmalı, tercihen yün çorap giyilmeli. Naylon veya sentetik iç çamaşırlarından sakınmalı, yünlü iç giysiler tercih edilmeli. Âdet günlerinde kullanılan bez, pamuk ve petler sık sık değiştirilmeli. Muayyen günlerde aşırı yorucu beden faaliyetlerinden kaçınmalı, istirahat etmeli.
Bazı kadınlar, cinsiyet hissi bakımından soğuk olur, ilişkilerden bir zevk almazlar. Bu durum, kadında üreme uzuvlarının olgunlaşmaması, erkeğin, ilişkilerde kabalık gösterip kadını hırpalaması, onun cinsi hayatta devamlı tatminsiz bırakılması gibi çeşitli sebeplerden ileri gelebilir. Bilhassa erkeğin eşine karşı samimi sevgi ve ilgisinin, bu olumsuz soğukluğu gidermekte önemli etkisi vardır.

Zinanın sebepleri

Zinanın başlıca sebebinin cinsi değil, ruhi tatminsizliğin büyük önemi olduğu ortaya çıkmıştır. Öyleyse, ıstırabın kökü buradadır. İnanç zayıflığı varsa, erkek sevilmediğini veya takdir edilmediğini hissettiği anda, başka bir kadın arama arzusuna kapılır. Kadın için de aynı şey söylenebilir.
Eğer günlük hayatında karı koca birbirine sevgi ile mukabele ederse, cinsi ilişkiler de bu sevgiyi aksettirecek ve zenginleşecektir. Şimdiye kadar keşfedilmiş olan en iyi ilişki tekniği, evlendiği insana karşı sıcak, derin bir sevgi ve bağlılık göstermektir.
Her şehvetin neticesi, kalbi kararttığı ve bunalttığı halde, meşru olarak yapılan cima [ilişki], kalbde ferahlık, ruh ve bedende sükunet ve rahatlık temin eder. Cimadan asıl maksat, nesil üretme gayesidir ve bundaki zevk de, böyle bir maksada binâen lütf-i İlâhî olarak verilmiştir. Âdâbına riayet ederek cimada bulunan eşler, bununla ibadet sevabı da kazanır. Nikahlı olarak yapılan ilişkiye "cima" denir; nikahsız olana "zina" denir.
Kadının meşru mazeretsiz olarak, kocasının talep ettiği ilişkiyi kabul etmemesi büyük günahtır. Boşalma anında meniyi dışarı atmak, kadının rızasıyla olursa mubah, ondan izinsiz yapılırsa mekruhtur. İhtiyaç olduğunda, kadın hayz halinde iken de edep yeri hariç, her yerine dokunulabilir.
Hanıma arkadan yani dübüründen yaklaşmak büyük günahtır. Hadis-i şerifte (Hanımına, arkadan yaklaşan melundur) buyuruldu. Cimadan sonra bir parça uyumalıdır.

Cimada müstehap olanlar:

1- Cimaya Euzü Besmele ile başlamalıdır. Niyeti kendini ve hanımını zinadan korumak ve hayırlı evlat yetiştirmek olmalıdır!

2- Cima başlamadan önce, kadınla kâfi miktar oynaşmak ve kadında kuvvetli bir arzu belirdikten sonra başlamak gerekir. Böyle bir başlangıç olmadan cimada bulunmak kadına cefadır.

3- Cima anında acele etmemeli, kadının tatmin olmasını da beklemeli!

4- Cima bitince hemen çekilmemeli, biraz daha birlikte kalmaya çalışmalı.

5- Cimadan sonra tekrar ilişkide bulunmak veya uyumak için, hemen avret yerlerini yıkamalı. Abdest almak veya gusletmek hemen lazım değilse de iyi olur.

6- Cimanın Pazartesi ve Cuma geceleri olması iyidir. Diğer geceler de caizdir. [Cuma gecesi, Perşembeyi Cumaya bağlayan gecedir.]

Cimada mekruh olanlar:

1- Cima esnasında kıbleye ayak dönmek.

2- Yorgan ve benzeri bir örtü olmadan, açık olarak çırılçıplak cima etmek.

3- Tam orgazma ererken konuşmak, gülmek, sesi yükseltmek. Bu hâl, çocuk için konuşma aksaklığına sebep olabilir. Bu konuşmalar, cima zevkini kısar ve tatsızlık doğurur. Konuşma ve fısıldamalar, başlangıç sırasında olmalı.

4- Eşinin ve kendinin avret uzvuna bakmak mekruhtur; bu görme noksanlığına ve unutkanlığa sebep olur. İhtiyaç hâlinde karı koca birbirine tepeden tırnağa bakabilir.

5- Kamerî ayların ilk, orta ve son gecelerinde cima etmemeli!

Eşler arasında geçen cinsi ilişkilerle ilgili mahrem sırların başkalarına ifşâ edilip yayılması haramdır.

Cima âdâbı

Bazı âdâb kitaplarında, cima vakitleriyle ilgili zamanlardan ve bu vakitlerin doğacak çocuklar üzerindeki etkilerinden bahsedilmiştir. Bunlar dini bakımdan uyulması mecbur olan hükümlerden değildir. Fakat bahsedilen vakitlerin gözetilmesi faydalı olur.

Cima için tavsiye edilen vakitler:

Pazartesi, Salı, Perşembe, Cuma geceleri ve gündüz öğleden önce.

Tavsiye edilmeyen vakitler:

1- Hafta içinde Pazar gecesi ve Çarşamba gecesi,

2- Kameri aylarının birinci, on beşinci ve sonuncu geceleri.

3- Ramazan bayramı ve Kurban bayramı geceleri,

4- Berât gecesi,

5- Yola çıkılacak gece,

6- Gündüz öğleden sonra.

Bunlar da bir tavsiyedir. Şehvetlenip haram işlemek mesela yabancı kadına şehvetle bakma tehlikesi varsa mekruh olmaz. Bilakis beraber olmak lazım olur. Güne, zamana bakılmaz.

Cima için uygun görülmeyen hâller:

1- Kadının rızası yoksa,

3- Abdesti sıkışıksa,

4- Fazla tok, hasta ve yorgun ise,

5- Çok soğuk ve çok sıcaksa.

Cimada diğer edebler

Kendini haramdan korumaya, helâl ile yetinmeye niyet etmeli, cima ederken şeytandan Allahü teâlâya sığınıp, (Bismillâhi Allahümme cennibnâ-ş-şeytâne ve cennibi-ş-şeytâne mâ razaktenâ) demeli. Bu durumda gebe kalırsa, şeytan ona zarar vermez.
Resulullah efendimiz, (Cimada Besmele söyle. Cünüplükten temizleninceye kadar sana sevap yazılır. Bu cimada çocuğun olursa sana, bu çocuğun nefesleri sayısınca ve onun neslinin nefesleri sayısınca sevap yazılır) buyurdu.
Hanımda şehvet, istek belirinceye kadar onunla oynaşmalı. Bunda bedenin rahatlığı ve doğacak çocuğun kusursuz olması faydaları vardır. Acele etmemeli. Hadis-i şerifte, (Erkek hanımı ile cima ederken, horoz gibi, atlayıp inmesin. Kendisi rahatladığı gibi, hanımı da rahatlayıncaya kadar, karnı üzerinde kalsın) ve (Kadın rahatlamadan, sen rahatlarsan, o günün kalan kısmı, kadın için uyuşuk ve tembellikle geçer) buyuruldu.

Geline bir tavsiye:

Gelin ilk günden itibaren yemesine içmesine dikkat etmelidir. Bazı yiyecekler zararlı olabilir. Çünkü hadis-i şerifte buyuruluyor ki:(Gelin, ilk hafta yoğurt, ayran, sirke, turşu ve ekşi yememelidir! Bunlar çocuk olmasına engel olabilir. Sirke yiyen kadının hayz görmesi zahmetli olur ve hayzı düzensiz olur. Ekşi elma yemek hayz kanını keser. Bu da başka bir hastalık meydana getirir.)

Erkeğe tavsiye:

Hanıma karşı iyi huylu, güler yüzlü olmalı. Onun yanlış hareketlerine, akla uymayan sözlerine ve işlerine sabretmelidir. Onunla tatlı konuşmalı. Onun seviyesine ve aklına uymalıdır. Onunla şakalaşmalı, oynamalıdır. Yemede, giyinmede, gücü yettiği kadar eli açık olmalıdır.
Dinimizde, kadınların bilmesi farz olan şeyleri, elbette öğretmelidir.
Hanımının giyinmesinde, evden dışarı çıkmasında, çok sıkı davranmamalı ve başı boş da bırakmamalı. Kendini ve hanımını şüpheye, iftiraya düşürecek hallerden sakınmaya çok önem vermeli.
Hanımını, yabancı erkeklerin bulunduğu yerlere göndermemeli, yabancıları görmesine mani olmalı. Ev işleri ile vakit geçirmesi, onun zevki olmalıdır. Ona sert davranmamalıdır. Şaka olarak da, kızgın olunca da, hiçbir zaman boşamak, ayrılmak lafını ağza almamalı, bir defa daha evlenmek lafı etmemelidir. Korkutmak için şaka için de olsa boşama sözlerini hiç kullanmamalıdır. Hatta ayrılmaya karar verilse bile yine bu kelimeleri kullanmamalı. Daha sonra ayrılmaktan vazgeçilebilir. Yakınları ile dostları ile istişare edip ayrılmaya kesin karar verildikten sonra bir talak vermelidir. Hiçbir zaman üç talak birden vermemeli. Zaten üç talak birden vermek haramdır. Hayat şartları insanı birçok şeye katlanmayı gerektirebilir. Olmaz denilen şey olabilir. Bir talakla boşama yapılırsa, hem haram işlenmemiş olur, hem de kapı tamamen kapatılmamış olur. Boşamamak bir risk getirmez; ancak boşamak hele üç talak vermek çok büyük risktir. Telafisi mümkün olmayabilir.

Âyât-ı hırz

Sual: Şeytandan muhafaza için, cima esnasında, muska şeklindeki âyât-ı hırzın, boyunda asılı olması caiz midir?
CEVAP:Evet caizdir. Yatağa euzü besmele ile girilince, şeytan yaklaşamaz. 

 

 

...