İslamda cinsellik, cinsel hayat, islamda cinsel yasaklar, gerdek, ilk gece cinsel ilişki, islamda cinsellik ve orgazm - erken boşalma, islamda cinsel hayat erkekte ve kadında konularını işleyen aşağıdaki yazının tamamı olduğu gibi islami yazar sn. Mehmet Ali Demirbaşın kişisel sitesi "mehmetalidemirbas.com" dan alınmıştır.
Hassas bölgeler:
Öpüşme; hem cinsel beraberliği başlatır, hem de orgazma varmada
önemli bir rol oynar. Dudaklar ve dil, en duyarlı
bölgelerdendir. Özellikle alt dudakların ve dilin emilmesi,
kadınlar için cinsel hazzı artırıcı etki uyandırır. Bu bakımdan,
eşler sevişme ve birleşme sırasında yapacakları hareketlere çok
dikkat etmeli, ilişkiyi bir işkenceye çevirmemelidir.
Esas itibariyle, kadın vücudu duyarlı ve cinsel uyarılmaya
açıktır, bu açıdan, kadın vücudunun hemen her noktası, aynı
zamanda bir haz noktasıdır. Ancak, cinsel zevk açısından bazı
bölgeler daha gelişmiştir. Bunların başında "klitoris" gelir.
Bu, kadınlık organının üst tarafında bulunan bir çıkıntıdır. Bu
organ, erkeğin penisi gibi bir yapıya sahiptir ve cinsel uyarma
sonucu kabarır. Kadın vücudunun en duyarlı noktası olduğu için,
klitorisi sürekli uyarmak, üzerine baskı uygulamak yanlıştır ve
bu zevkten çok acı verebilir. Klitorisi, hafifçe okşamalıdır!
Cinsel organ dışındaki haz ve uyarı bölgelerinin başında,
göğüsler gelir. Kadınların meme uçları adeta birer klitoris
görevi görür ve uyarılmaları kadına büyük haz verir. Aynı
şekilde, memelerin koltuk altlarına doğru uzanan yan kısımları
ile iki memenin ortası, bir de altlarındaki yuvarlıklar, hassas
ve uyarıya açık bölgelerdir.
Kadın vücudunun geri kalan hemen tüm bölümleri de, kadından
kadına değişen bir biçimde, yüksek duyarlığa sahip olabilir.
Bunlar, bacak araları, göbek yuvarlağı, kulaklar, boyun, ense,
sırt.
İlişkiden önce, hassas bölgelerin hafif okşamalarla tahrik
edilmesi gerekir. Ama bu okşamaya da, belirtilen en hassas
bölgelerden başlanmaz. Daha az hassas bölgelerden başlayarak, en
hassas bölgelere, merkeze doğru kaydırılan yumuşak bir okşama
idealdir.
Oral seks denilen, erkeklik uzvunu kadının ağzına alması, dini
açıdan çok çirkin ve günah olduğu gibi sağlık açısından o derece
tehlikelidir. Yapılan araştırmalarda, aids hastalığının bu yolla
da bulaştığı tespit edilmiştir. Ayrıca erkeğin kadının organını
öpmesi yalaması da aynı derecede tehlikeli, çirkin ve günah bir
harekettir.
İlişki safhası:
Eşlerin ihtiyacına göre uzunca veya kısaca yapılan başlangıç
oyunlarından sonra, şehvet hislerinin iyice uyanmasıyla, kadında
birleşmeyi kolaylaştırıcı mezi denilen sıvı çıkar. Kadın, cinsi
his bakımından zayıf olur veya yeterince tahrik edilmemiş
bulunursa, böyle bir sıvı görülmez.
Temas safhasında en önemli mesele, erkeğin acele etmemesidir.
Sabırla idare etmesini bilmek, erkeğe düşen önemli bir
vazifedir. Eğer erkek, kadının hâlini düşünmeden sadece kendi
zevki için davranırsa, bir-iki dakika içinde zevkin sonuna
geliverir. Bu durum ise, kadını yarı yolda terk edip, sıkıntı
içinde bırakır. O halde erkek, ihtiyatlı tavırlarıyla, "orgazm"
durumuna gelmeyi geciktirmeli, bu noktada kadınla beraberliği
sağlamaya çalışmalı.
Esas itibariyle birleşmenin sorumluluğu da erkeğe düşer. Erkek,
birleşmeye doğru yönelirken, kadının bunu anlayacağını
sağlayacak hareketler yaparak onu hazırlamalı, aynı zamanda da,
yavaş hareketlerde bulunarak "birleşme" durumuna geçmeli. Sevgi
oyunları sonucu uyarılmış bir durumda olan kadın, zevk içinde
olduğu kadar, "şefkat" ihtiyacı da içindedir. Bu bakımdan, erkek
hangi pozisyona geçecekse, bu arada hassas yerleri öpmeyi ve
vücudunun çeşitli yerlerini okşamayı ihmal etmemelidir. Birleşme
sırasında da, kararlı ama yumuşak olmaya çalışmalı, yavaş yavaş
yaklaşmalı, başlangıçtaki yavaş hareketlerin temposunu sonra
yavaş yavaş artırmalıdır.
Kadının orgazm hâline gelmesi, erkeğe nispetle daha geç ve yavaş
olduğundan, başlangıçta gerekli tahrik oyunlarıyla bu zamanı
hızlandırmak ve kısaltmak gerekir. Erkekle beraber kadının da
tatmini için, orgazm devresinin hemen hemen aynı anda -veya
erkekten önce- olması gerekir. Bu da hazırlanış safhasının iyi
tanzimine, devamının sabırla idare edilmesine bağlıdır. Cinsi
ilişkinin baştan sona normal bir bütün hâlinde, 15-20 dakika
sürmesine ihtiyaç vardır. Bu müddet, duruma göre uzayıp
kısalabilir.
Orgazmdan sonra genel olarak erkekler, baştakine benzer bir
sevgi ve ilgi göstermeyi ihmal ederler. Kadın ise bu andan sonra
da, sevgi kucağında bir miktar daha eğlenmeyi arzular. Bunu
ihmal etmemelidir. Onun cinsi yakınlıktaki hissesinin önemli bir
kısmı da, sonundaki muamelenin güzelce neticelenmesine bağlıdır.
Öyleyse erkek, eşinin bu ândaki haklı arzusunu da ondan
esirgememelidir. Son safhadaki bu arzuya cevap vermek için,
yerine göre bir kendine çekiş, kucaklayış ve okşayış da kâfi
gelebilir. Önemli olan, boşalmadan sonra hemen çekilmeyip, az da
olsa bir ilgi gösterilmelidir!
Eşlerin tatmini
Cinsi yakınlıkta erkeğin tatmin olmasında zorluk olmaz. Fakat
kadınların çoğu tatmin edilmemiş, doyuma ulaşamamış durumda
kalırlar.
Gerçekte erkeğin cinsi başarısı ve eşini tatmin için, fazla
güçlü olmasına ihtiyacı yoktur. Erkeklik organının küçük
olmasının da rolü yoktur. Biraz cinsi teknik ve normal erkeklik
vasfını taşıyan, ilişkilerde gerekli faaliyet gücünü kendinde
bulan her erkek, bunu başarabilir. Kadının zevk bölgesi yüzeye
çok yakın olduğu için erkeklik organı normalden küçük bile olsa,
cinsi tatmine engel değildir.
Evlilik hayatında pek az tatmin olabilen, hatta hiç olmayan
kadınlar da vardır. Sık sık tatminsiz bırakılırsa ve bilhassa
iyice duygulanma safhasında temas kesilirse, kadının huzurunu
kaçırır. Bu da, evlilik saadetine zarar verir. Cinsi
tatminsizliğe maruz kalan kadın, sinir gerginliğinin verdiği
ıstırapla, çok zaman uykusuz kalır. Gittikçe erkeğiyle ilişkiden
çekinmeye başlar; ona olan sevgi ve itimadı sarsılır. Neticede
sıkıntı, sinir bozukluğuna yol açar. Bu durum devam ederse,
evlilik hayatı tadını kaybeder. Erkeklerin pek çoğu, bu noktada
gaflete düşer. Erkekleriyle geçinemeyen kadınların yüzde doksanı
da, cinsi tatmini bulamayan kadınlardır.
İlişkide kadının boşalması ve tatmini
Sık nefes, mahrem bölgede hafiften kasılmalar ve gevşeyip rahatlama gibi hâllerden belli olur. Bunlar sezilmiyorsa, onun tatmin olmadığı bilinmelidir. Kadındaki bu hâlin en önemli sebebi erkeğin sabırsızlık ve dikkatsizliğidir. En önemli çaresi de, erkeğin ilişki tekniğini gerektiği kadar bilmesi ve dikkat etmesidir. Bu iş, evlilik hayatında zamanla kazanılan tecrübelerle gelişir. İlk safhada mükemmellik beklenmez.
Orgazm olayı
En başta gelen problem budur. Bunu beceremeyen istenilen
neticeye varamaz. Bunun için, damdan düşer gibi yapılan bir
temas, kadın için büyük hayal kırıklığı ve tatminsizlik
demektir.
Birleşmede orgazma ulaşan kadın sayısı oranı hayli düşüktür.
Ömründe orgazm olmamış kadın sayısı da az değildir. Orgazma
ulaşamamanın sebebi, ekseriyetle, psikolojik gerginliktir.
Cinsi temasın başarısında psikolojik yakınlık ve hazırlığın yanı
sıra, uygun yer ve zamanın da büyük önemi vardır. Kaba olmadan,
tatlı bir şekilde yapılan tembihler mutlaka tesirli olur. Sabır,
güven, anlayış, sevgi, şefkat. Bunlar uzun ömürlü ve mutlu bir
evliliğin önde gelen şartlarındandır.
Bu arada sık sık boşalma noktasına gelebilir. Böyle durumlarda,
kendisi hareketi durdurur, eşinin de durmasını, hareket
etmemesini söyler ve eşi de ona yardımcı olursa, erken boşalmayı
önlemek mümkün olabilir. Sakinleştikten sonra, tekrar devam
ederler. Sakinleşmenin, boşalmayı geciktirmenin başka bir yolu
da, zihni başka yönlere kaydırmaktır. O anda hanımı ile beraber
değil de, başka yerde, başka işlerle ilgilenmeli, zihnini
dağıtmaya çalışmalı. Mesela, yarın yapacağı işleri düşünür.
Geçmişteki hoşlanmadığı olayları hatırlarsa orgazm gecikebilir.
Önce uyarma, sonra gerilimi sona erdirme safhalarından meydana
gelen bu metotta, birbirini takip eden tembih ve durma seansları
sırasında, erkek boşalmaksızın cinsi heyecanın en üst
mertebesine çıkmayı öğrenebilir. Bunu geciktirmek, tecrübeyle
zamanla öğrenilir. Bu süre ne kadar uzun sürerse, o kadar iyi
netice alınmış olur, o kadar faydalı olur. Bu esnada erkek
boşalsa bile bu geciktirmeden dolayı organının sertliliği hemen
kaybolmaz. Dolayısıyla kadın orgazm olamamış ise bu sırada o da
orgazm olmuş, rahatlamış olur. Kısacası erkek kendine her ne
metotla olursa olsun hakim olup, boşalmayı istediği zaman,
kadının durumuna göre ayarlaması gerekir. Erkek sabırlı
davranıp, eşinin hassas bölgelerini tahrik ederek, onun da cinsi
tatmine erişmesi için gayret gösterirse, zamanla kendi orgazmını
geciktirmeyi öğrenebilir. İradesine hakim olarak, gerekli
ayarlamayı yapabilir. Genellikle penisin hazneye girmesi ile 2-3
dakika içinde boşalabilir. Buna meydan vermemek için, erkeğin
iradesine hakim olarak penisi dışarı çekmesi veya hareketsiz
durması gerekir. Bu esnada 10-30 saniye kadar derin derin nefes
almalıdır. Yarım dakikalık bir duraklama, genellikle boşalma
isteğini geriletir. Bu hususta bir başka tavsiye, sıkma
metodudur. "Tehlikeli" an gelmeden önce, penisin dibi, yani
torbaların altı ile makat arasındaki perine bölgesi sıkılır.
İşaret ve orta parmak kullanılarak yapılacak bu tazyik,
boşalmayı geciktirici bir tesir yapar. Şu da unutulmamalıdır ki,
kadının mutlaka orgazm olmasını beklemek de yanlıştır.
Belirtilen şartlarda yapılan bir birleşmede kadın rahatlar.
Zaten her defasında kadının orgazm olması da çok zordur. Her
defasında orgazm olması kadını yıpratır. Bunun için kadın, zaten
her beraberlikte bunu beklemez. Psikologlar mutlaka orgazm
demenin yanlış olduğunu belirtmektedir. Orgazm önemli olmakla
beraber dikkati devamlı orgazm üzerine çekmek de yanlış olur. Bu
konudaki zorlama cinsi beraberliğe olumsuz etki edebilir.
Kısacası cinsel birleşme eşittir orgazm demek değildir. Orgazmda
önemli olan bunun önemini bilip kadını bundan mahrum etmemektir.
Pozisyonlar
Evlilik hayatı boyunca cinsi münasebetlerin, şeklen değişmeyen bir vaziyette devam etmesi bıkkınlığa sebep olabilir. Bunun için, zaman zaman farklı şekil ve vaziyetleri kullanmaya ihtiyaç görülebilir. Bunun da dinen bir mahzuru yoktur. Cinsi temasta en uygun pozisyon, kadın sırt üstü yatar, erkek kadına yüzü dönük olarak üstten yaklaşır
Ay hâlinde iken
Ay hâllerinde, erkekle bir araya gelmemelidir. Büyük
günahlardandır. Ay hâlinde, kadının tenâsül yolları kanla
dolgun, rahmin damarlarının ağzı açık, az çok bereli bir
hâldedir. En titiz ve temiz olanlarda bile, bu yollarda sinsi
bekleyen milyonlarca mikroplar vardır. Ay hâllerinde bunlar
hemen süratle ürer, çoğalır, kuvvetlenir; fırsat kollar ve en
ufak bir sebeple hemen bereli bulunan tenâsül uzuvlarını, rahim
ve yumurtalıkları sarar. Bu ara vuku bulan cinsi yakınlık,
mikropların her yana yayılmasına sebep olur. Bu hâl kadını hasta
eder. Devamlı olursa fazla kan boşanmalarına, bel ve kasık
ağrılarına, ciddi birçok kadın rahatsızlıklarına sebep olur.
Sonra, âdet kanının kendine mahsus ağır bir kokusu vardır. Bu
koku, pek temiz kadınların bile ter ve tenini kaplar. Bu kokudan
kadın kendisi bile tiksinir. Bu sırada vuku bulan cinsi
yakınlıkta, bu ağır koku erkeği de tiksindirir. Kadın bunları
bilerek, temizliğe bu zamanda daha çok dikkat etmeli ve eş
oynaşından hep uzak kalmalı, yakınlıkta bulunmamalıdır. Ay
hâlinde ilişki haramdır, büyük günahtır.
Lohusa iken de, yakınlıkta bulunmaktan sakınmalıdır. Bu da
haramdır. Zira doğum esnasında tenâsül uzuvları, bilhassa rahim,
hazne berelenir, çok defa yırtıklar husule gelir. Bu sırada
kadınla yakınlıkta bulunmak, kadını pek fena örseler.
Mikropların hemen faaliyete geçmesi birçok önemli kadın
hastalıklarının meydana gelmesine sebep olur. Onun için rahim
ufalmadan, kadının tenâsül uzuvları tabiî hâlini almadan kadına
yanaşmamalıdır.Gebeliğin son üç haftasında ilişki kadın için
zararlı olabilir. Fakat dinen günah değildir.
Tekrarlama zamanı
İlişkiyi tekrarlama zamanı ve miktarı şartlara göre değişik
olur. Bundaki genel ölçü şudur: Kendiliğinden uyanan ve sonunda
yorgunluk vermeyen, insana ferahlık ve zindelik kazandıran
ilişkiler, tabii ölçüde demektir.
Hâli ve yaşı müsait kimseler için bunun muayyen bir sınırı
olmamakla beraber, aradan 4-5 gün geçmeden tekrar edilmemesi
yerinde olur. Çünkü erkek, boşalttığı cinsi enerjiyi, ancak bu
müddet zarfında kâfi miktar doldurur. İlişkilerin, evli eşler
için kırk yaşına kadar, ortalama haftada iki defası normal
sayılırken, kırkından sonra haftada bir, ellisinden sonra iki
haftada bir, altmıştan sonra ayda bir olması tabii ölçüde
sayılmaktadır. Ancak bunlar kesin ölçüler değildir; her insanın
hâl ve şartlarına göre değişiklik gösterir. Kadın haklı olarak,
cazip hâlleriyle erkeğine karşı cinsi arzusunu hissettirince,
erkeğin onu ihmâl etmeden, yakınlıkta bulunması gerekir.
Cinsi ilişkilerin fazla olması, erkeği sıkıntıya sokar.
Yorgunluk, hâlsizlik ve dermansızlık yapar. Hele pek genç
yaşlardan itibaren bu yoldaki aşırı faaliyetlerle yıllarca
israfta bulunanlar, zamanla cinsi kudretlerini kaybedebilirler.
Fazlası iyi olmadığı gibi, lüzumsuz cinsi perhiz de iyi
değildir. İlişkinin fazlası bedene zarar verir, azı da ruha
zarar verir, insanın psikolojisini bozar.
Erken boşalma
Gerçekten bir sıkıntı kaynağıdır. Erkeklerin yarıdan çoğu, erken boşalmadan şikayetçidir. Bu hâlin devam edip gitmesi kadın hakkında tatminsizlik ve huzursuzluk doğurur. Erken boşalmanın başlıca sebepleri; acelecilik, yanlış teknik ve heyecandır.
Acelecilik
Normal olarak erkeklerde cinsi boşalma, kadından daha hızlıdır ve birkaç dakikada gerçekleşir. Bazı kadınların orgazmı da kısa zamanda gerçekleşmekle beraber, çoğunda 5-10 dakikalık zamanı alır. Eğer erkek bu noktada acele davranıp, 1-2 dakika içinde orgazm olup ilişkiyi bitirirse, kadın, henüz arzulanan zevk seviyesine yaklaşmadığı için sıkıntı olur. Bu vaziyetten kurtulmak için, erkeğin ağır davranması zaruridir. İlk temas başladığı an, bir müddet bekleyip nefes alınır. Sonraki kısımda ise, ihtiyatlı hareketler ve yer yer duraklamalarla kendini emniyete alarak, boşalmanın geciktirilmesine çalışılır.
Yanlış teknik
İlişkinin başında gerekli olan heyecanlandırma oyunları ihmâl
edilirse, normal olarak kadının orgazmı gecikeceğinden, erkek
elbette ki ondan önce boşalma durumuna gelecektir. Bunun için
başlangıç oyunlarını gerektiği ölçüde yerine getirmek suretiyle,
aradaki mesafeyi kapatmak mümkündür.
Ayrıca erkekte idrar sıkıntısı varken temasa geçmek de, erken
boşalmaya sebep olur. O hâlde ilişkiden önce abdest bozmak ve
avret yerlerini soğuk suyla yıkamak da, boşalmanın
geciktirilmesinde yardımcı olur. Bir de kendini arada bir sıkmak
suretiyle, orgazmın hızlanması önlenebilir.
Heyecan
Lüzumsuz telaş ve heyecan, erken boşalmayı kamçılar. Bu hâl, daha ziyade zifaf gecesinde ve ilk temaslarda görülür. Merak ve heyecandan itidâlini koruyamayan erkek, erken boşalmayla o anda bir başarısızlığa düşebilir. Fakat bundan telaşlanmaya hâcet yoktur. Zifaf bahsinde belirtildiği gibi, bu olay o an için olağandır ve daha sonra normal dengesini bulacaktır. İlişkiden uzunca bir zaman uzak kalan eşler de, erken boşalmaya daha müsait duruma gelirler. Bu yüzden erken boşalma engeline takılan erkek, bir müddet sonra ikinci bir teşebbüsle de noksanını tamamlayabilir. Boşalmadan sonra bedenleri ayırmadan, bir süre daha bekleşmek de kâfi gelebilir.Bu ölçüler içinde sabır alışkanlığına devam edilirse, ilişkileri 20-30 dakikaya kadar uzatmak ve birkaç ay içinde erken boşalma sıkıntısından kurtulmak mümkündür.
İktidarsızlık
Esas itibariyle, yaşı geçkin olmayan erkeklerin ereksiyon, yani
organın sertleşme zorluğu çekmeleridir. Bunun bir biçimi de,
ereksiyona geçme, ancak ilişkinin ortasında penisin
yumuşamasıdır. Bu bozukluğun bazen penise kan iletimini
düzenleyen prostat bezinden kaynaklanan fizyolojik bir temeli
vardır. Ancak çoğunlukla nedeni fizyolojik değil, psikolojiktir.
Bunun ölçüsü de, erkeğin, her sağlıklı erkekte görülen "sabah
erken ereksiyonunda” bulunup bulunmadığıdır. Bulunabiliyorsa,
iktidarsızlığın sebebi fizyolojik değil psikolojiktir.
Başta kendine güvensizlik, suçluluk duygusu, eşinden bıkma gibi
sebeplerle gelen, ancak çok çeşitli sebeplerin yol açabileceği
iktidarsızlığın önemli bir kaynağı da alkol ve sigaradır. Öte
yandan, yaşı ilerledikçe, erkeklerin penislerinin hem dikelme
açısı hem de ereksiyonda bulunabilme süresi, penisi sertleştiren
damarların deformasyonu sonucu azalır.
Erken boşalma aslında fizyolojik bir bozukluk değildir ve birçok
durumda, erkek ile kadın arasındaki orgazm süresinin farkından
kaynaklanan bir olgudur. Erken boşalan erkek, genellikle çok
çabuk uyarılabilen ve çok hızlı bir ereksiyona sahiptir. Aşırı
heyecan sonucu, daha soyunmaya bile fırsat bulamadan boşalan
erkekler görülmüştür. Ancak, sahici bir bozukluk olmadığından,
eşlerinin de anlayış göstermesiyle erken boşalan erkekler kendi
kendilerini eğitebilirler. Burada önemli olan, aşırı uyarıcı
durumlardan kaçınmak, sakin olmaya çalışmak ve cinsel birleşmeyi
mümkün olduğu kadar yavaş yavaş hareketlerle gerçekleştirmektir.
Cinsi istekte tutukluk, penisin sertleşmemesi veya sertleşmenin
kısa sürmesi, normal bir cinsi temas devam ederken isteğin
aniden kaybolması gibi iktidarsızlık hallerinin çoğu, psikolojik
sebeplere dayanır. Bunun altında çoğunlukla başaramama korkusu
ve yanlış saplantılar yatar. Sağlıklı ve yeterli bir cinsi
eğitim alınamayışından da kaynaklanan bu korku, genç yastaki
erkeklerde geçici iktidarsızlıklara meydan verebilir. Nitekim
sinirli, heyecanlı, hassas ve evhamlı şahıslarda iktidarsızlık
çok görülür. Bu gibi erkekler bir defa başarısız olduktan sonra,
korkuları ve heyecanları iyice artar. Hatta aşağılık kompleksine
bile kapılabilirler. Çünkü her ilişkide hormonlar yeniden
faaliyete geçirildiğinden, evlilik hayatında belirli ve düzenli
aralıklarla devam ettirilen cinsi hayat, cinsi iktidarın da uzun
ömürlü olmasını sağlar.Cinsi gücü arttırmaya dönük ilaçların
tesiri bir yere kadardır. Bu gibi ilaçlar da rast gele
kullanılmamalıdır.
İktidarsızlık sebepleri:
1- Uzun müddet, aşırı derecede ilişkide bulunmanın sebep olduğu fazla israf.
2- Sinir yollarını tahrip eden ve vücudu eriten bazı yıpratıcı hastalıklar.
3- İlmi meseleler üzerinde, fazla çalışma sonucu hasıl olan yorgunluğa bağlı geçici arıza.
4- Gebeliğe mani olmak için, bazı erkekler tarafından kullanılan prezervatif.
5- Tiksinmekten doğan nefret, hissi veya aşırı sevgi ve şefkat hâlinde beliren hürmet duygusu.
6- Çeşitli sebeplerle ortaya çıkan şiddetli korku ve endişeler.
7- Fazla duygulanma ve sinirlenmelere bağlı heyecan ve asabiyet.
8- Yaşlanmaktan dolayı ortaya çıkan tabii iktidarsızlık.
9- Âşık olmaktan ileri gelen duygu veya tatsız hatıralar.
10- Gıdasızlık, vücut yorgunluğu.
11- Alkollü içkiler, keyif verici ve uyuşturucu maddeler.
12- Büyü.
İktidarsızlık arızaları ekseriyetle geçicidir ve hemen hemen hepsinin de çaresi vardır. Doğru teşhis konduktan sonra, tedavisi zor değildir.
Bedeni tedavi
Bedeni arızalar içindir. Kuvvetli gıda, muntazam uyku ve istirahat, bir müddet cinsi yakınlıktan uzak kalmak, temiz hava seyahatleri, ılık su, deniz ve kaplıca banyoları. Ayrıca cinsi arzuyu arttıran kuvvet macunları ve faydalı ilaçlar da vardır. Fakat ilaçlar son çaredir; mecbur kalmadıkça başvurmamalı, daha ziyade tabii gıda almalı!
Ruhi tedavi
Ruhi olaylardan dolayı zuhur eden iktidarsızlığın tedavisinde en iyi hekim, yine o şahsın kendisi sayılır. İktidarsız olduğuna iyice inanan, hakikaten öyle oluverir. Böyle bir kanaatten sıyrılınca da, bu dertten kurtulur. Bir de anlayışlı hanım, bu derdin devasında yardımcı olabilir.
İlaç ve besin takviyesi
Beslenme ve vitamin takviyesi yararlıdır. B6 ile birlikte diğer
B vitaminleri, A vitamini, F vitamini, demir ihtiva eden gıda ve
ilaçlar, proteince zengin gıdalar faydalıdır. Padişah macunu
diye bilinen gıda ve ilaçlar genel olarak kalori bakımından
zengin ve beslenme yetersizliğinden doğan ciddi problemleri
bertaraf edebilecek vasıftadır. Aynı şekilde bal, pekmez, helva
gibi besinler de faydalı olur.Beslenmeye ve vitamin
eksikliklerine dikkat edilmelidir. Psikolojik faktörlerin rolünü
düşünerek, asabi gerginlik, endişe ve korkulardan uzak
durulmalıdır. Aşırı ve ihtiraslı çocuk isteğinin dahi geçici
kısırlık sebebi olabileceği bilinmelidir. Bilhassa genç kızlar
ve kadınlar taş ve rutubetli zeminlerde çalışmamalı, oturmamalı,
ayaklar başta olmak üzere vücutlarını soğuktan korumalıdır.
Banyo, deniz, kaplıca sonrasında ıslak dolaşmamalı, hemen
kurulanmalı. Âdet zamanlarında denize, havuza, kaplıcaya
girmemeli, bugünlerde temizliğe azami dikkat etmelidir. İçi su
dolu küvette banyo yapmamalı. Yağmurlu ve soğuk havalarda
ayaklar sıcak tutulmalı, tercihen yün çorap giyilmeli. Naylon
veya sentetik iç çamaşırlarından sakınmalı, yünlü iç giysiler
tercih edilmeli. Âdet günlerinde kullanılan bez, pamuk ve petler
sık sık değiştirilmeli. Muayyen günlerde aşırı yorucu beden
faaliyetlerinden kaçınmalı, istirahat etmeli.
Bazı kadınlar, cinsiyet hissi bakımından soğuk olur,
ilişkilerden bir zevk almazlar. Bu durum, kadında üreme
uzuvlarının olgunlaşmaması, erkeğin, ilişkilerde kabalık
gösterip kadını hırpalaması, onun cinsi hayatta devamlı
tatminsiz bırakılması gibi çeşitli sebeplerden ileri gelebilir.
Bilhassa erkeğin eşine karşı samimi sevgi ve ilgisinin, bu
olumsuz soğukluğu gidermekte önemli etkisi vardır.
Zinanın sebepleri
Zinanın başlıca sebebinin cinsi değil, ruhi tatminsizliğin büyük
önemi olduğu ortaya çıkmıştır. Öyleyse, ıstırabın kökü
buradadır. İnanç zayıflığı varsa, erkek sevilmediğini veya
takdir edilmediğini hissettiği anda, başka bir kadın arama
arzusuna kapılır. Kadın için de aynı şey söylenebilir.
Eğer günlük hayatında karı koca birbirine sevgi ile mukabele
ederse, cinsi ilişkiler de bu sevgiyi aksettirecek ve
zenginleşecektir. Şimdiye kadar keşfedilmiş olan en iyi ilişki
tekniği, evlendiği insana karşı sıcak, derin bir sevgi ve
bağlılık göstermektir.
Her şehvetin neticesi, kalbi kararttığı ve bunalttığı halde,
meşru olarak yapılan cima [ilişki], kalbde ferahlık, ruh ve
bedende sükunet ve rahatlık temin eder. Cimadan asıl maksat,
nesil üretme gayesidir ve bundaki zevk de, böyle bir maksada
binâen lütf-i İlâhî olarak verilmiştir. Âdâbına riayet ederek
cimada bulunan eşler, bununla ibadet sevabı da kazanır. Nikahlı
olarak yapılan ilişkiye "cima" denir; nikahsız olana "zina"
denir.
Kadının meşru mazeretsiz olarak, kocasının talep ettiği ilişkiyi
kabul etmemesi büyük günahtır. Boşalma anında meniyi dışarı
atmak, kadının rızasıyla olursa mubah, ondan izinsiz yapılırsa
mekruhtur. İhtiyaç olduğunda, kadın hayz halinde iken de edep
yeri hariç, her yerine dokunulabilir.
Hanıma arkadan yani dübüründen yaklaşmak büyük günahtır. Hadis-i
şerifte (Hanımına, arkadan yaklaşan melundur) buyuruldu. Cimadan
sonra bir parça uyumalıdır.
Cimada müstehap olanlar:
1- Cimaya Euzü Besmele ile başlamalıdır. Niyeti kendini ve hanımını zinadan korumak ve hayırlı evlat yetiştirmek olmalıdır!
2- Cima başlamadan önce, kadınla kâfi miktar oynaşmak ve kadında kuvvetli bir arzu belirdikten sonra başlamak gerekir. Böyle bir başlangıç olmadan cimada bulunmak kadına cefadır.
3- Cima anında acele etmemeli, kadının tatmin olmasını da beklemeli!
4- Cima bitince hemen çekilmemeli, biraz daha birlikte kalmaya çalışmalı.
5- Cimadan sonra tekrar ilişkide bulunmak veya uyumak için, hemen avret yerlerini yıkamalı. Abdest almak veya gusletmek hemen lazım değilse de iyi olur.
6- Cimanın Pazartesi ve Cuma geceleri olması iyidir. Diğer geceler de caizdir. [Cuma gecesi, Perşembeyi Cumaya bağlayan gecedir.]
Cimada mekruh olanlar:
1- Cima esnasında kıbleye ayak dönmek.
2- Yorgan ve benzeri bir örtü olmadan, açık olarak çırılçıplak cima etmek.
3- Tam orgazma ererken konuşmak, gülmek, sesi yükseltmek. Bu hâl, çocuk için konuşma aksaklığına sebep olabilir. Bu konuşmalar, cima zevkini kısar ve tatsızlık doğurur. Konuşma ve fısıldamalar, başlangıç sırasında olmalı.
4- Eşinin ve kendinin avret uzvuna bakmak mekruhtur; bu görme noksanlığına ve unutkanlığa sebep olur. İhtiyaç hâlinde karı koca birbirine tepeden tırnağa bakabilir.
5- Kamerî ayların ilk, orta ve son gecelerinde cima etmemeli!
Eşler arasında geçen cinsi ilişkilerle ilgili mahrem sırların başkalarına ifşâ edilip yayılması haramdır.
Cima âdâbı
Bazı âdâb kitaplarında, cima vakitleriyle ilgili zamanlardan ve bu vakitlerin doğacak çocuklar üzerindeki etkilerinden bahsedilmiştir. Bunlar dini bakımdan uyulması mecbur olan hükümlerden değildir. Fakat bahsedilen vakitlerin gözetilmesi faydalı olur.
Cima için tavsiye edilen vakitler:
Pazartesi, Salı, Perşembe, Cuma geceleri ve gündüz öğleden önce.
Tavsiye edilmeyen vakitler:
1- Hafta içinde Pazar gecesi ve Çarşamba gecesi,
2- Kameri aylarının birinci, on beşinci ve sonuncu geceleri.
3- Ramazan bayramı ve Kurban bayramı geceleri,
4- Berât gecesi,
5- Yola çıkılacak gece,
6- Gündüz öğleden sonra.
Bunlar da bir tavsiyedir. Şehvetlenip haram işlemek mesela yabancı kadına şehvetle bakma tehlikesi varsa mekruh olmaz. Bilakis beraber olmak lazım olur. Güne, zamana bakılmaz.
Cima için uygun görülmeyen hâller:
1- Kadının rızası yoksa,
3- Abdesti sıkışıksa,
4- Fazla tok, hasta ve yorgun ise,
5- Çok soğuk ve çok sıcaksa.
Cimada diğer edebler
Kendini haramdan korumaya, helâl ile yetinmeye niyet etmeli,
cima ederken şeytandan Allahü teâlâya sığınıp, (Bismillâhi
Allahümme cennibnâ-ş-şeytâne ve cennibi-ş-şeytâne mâ razaktenâ)
demeli. Bu durumda gebe kalırsa, şeytan ona zarar vermez.
Resulullah efendimiz, (Cimada Besmele söyle. Cünüplükten
temizleninceye kadar sana sevap yazılır. Bu cimada çocuğun
olursa sana, bu çocuğun nefesleri sayısınca ve onun neslinin
nefesleri sayısınca sevap yazılır) buyurdu.
Hanımda şehvet, istek belirinceye kadar onunla oynaşmalı. Bunda
bedenin rahatlığı ve doğacak çocuğun kusursuz olması faydaları
vardır. Acele etmemeli. Hadis-i şerifte, (Erkek hanımı ile cima
ederken, horoz gibi, atlayıp inmesin. Kendisi rahatladığı gibi,
hanımı da rahatlayıncaya kadar, karnı üzerinde kalsın) ve (Kadın
rahatlamadan, sen rahatlarsan, o günün kalan kısmı, kadın için
uyuşuk ve tembellikle geçer) buyuruldu.
Geline bir tavsiye:
Gelin ilk günden itibaren yemesine içmesine dikkat etmelidir. Bazı yiyecekler zararlı olabilir. Çünkü hadis-i şerifte buyuruluyor ki:(Gelin, ilk hafta yoğurt, ayran, sirke, turşu ve ekşi yememelidir! Bunlar çocuk olmasına engel olabilir. Sirke yiyen kadının hayz görmesi zahmetli olur ve hayzı düzensiz olur. Ekşi elma yemek hayz kanını keser. Bu da başka bir hastalık meydana getirir.)
Erkeğe tavsiye:
Hanıma karşı iyi huylu, güler yüzlü olmalı. Onun yanlış
hareketlerine, akla uymayan sözlerine ve işlerine sabretmelidir.
Onunla tatlı konuşmalı. Onun seviyesine ve aklına uymalıdır.
Onunla şakalaşmalı, oynamalıdır. Yemede, giyinmede, gücü yettiği
kadar eli açık olmalıdır.
Dinimizde, kadınların bilmesi farz olan şeyleri, elbette
öğretmelidir.
Hanımının giyinmesinde, evden dışarı çıkmasında, çok sıkı
davranmamalı ve başı boş da bırakmamalı. Kendini ve hanımını
şüpheye, iftiraya düşürecek hallerden sakınmaya çok önem
vermeli.
Hanımını, yabancı erkeklerin bulunduğu yerlere göndermemeli,
yabancıları görmesine mani olmalı. Ev işleri ile vakit
geçirmesi, onun zevki olmalıdır. Ona sert davranmamalıdır. Şaka
olarak da, kızgın olunca da, hiçbir zaman boşamak, ayrılmak
lafını ağza almamalı, bir defa daha evlenmek lafı etmemelidir.
Korkutmak için şaka için de olsa boşama sözlerini hiç
kullanmamalıdır. Hatta ayrılmaya karar verilse bile yine bu
kelimeleri kullanmamalı. Daha sonra ayrılmaktan vazgeçilebilir.
Yakınları ile dostları ile istişare edip ayrılmaya kesin karar
verildikten sonra bir talak vermelidir. Hiçbir zaman üç talak
birden vermemeli. Zaten üç talak birden vermek haramdır. Hayat
şartları insanı birçok şeye katlanmayı gerektirebilir. Olmaz
denilen şey olabilir. Bir talakla boşama yapılırsa, hem haram
işlenmemiş olur, hem de kapı tamamen kapatılmamış olur.
Boşamamak bir risk getirmez; ancak boşamak hele üç talak vermek
çok büyük risktir. Telafisi mümkün olmayabilir.
Âyât-ı hırz
Sual: Şeytandan muhafaza için, cima esnasında, muska şeklindeki âyât-ı hırzın, boyunda asılı olması caiz midir?
CEVAP:Evet caizdir. Yatağa euzü besmele ile girilince, şeytan
yaklaşamaz.
...