Erektil disfonksiyon tanımı 1992 yılında National Institutes of Health tarafından 6 ay süreyle herhangi bir cinsel etkinliği başlatmak veya sürdürmek için yeterli ereksiyonu sağlamada güçlük olarak tanımlanmıştır.
Sürekli olarak ya da
yineleyici bir biçimde, yeterli bir
ereksiyon sağlayamama ya da cinsel etkinlik
bitene dek bunu sürdürememeye erektil
disfonksiyon denir.
Ereksiyon bozukluğu farklı şekillerde ortaya
çıkabilir. Bazen cinsel yaşamın başından
itibaren vardır, bazen de daha sonradan
ortaya çıkabilir. Bazen yalnızca cinsel
ilişki sırasında ereksiyon sorunu
olabilirken masturbasyonda ereksiyon sorunu
olmayabilir, bazen sabah ereksiyonu
kaybolmazken bazen kaybolabilir. Bütün
bunlar ereksiyon bozukluğunu tanımlamamızda
önemli ipuçları verir.
Sertleşme sorunu veya diğer adı ile erektil
disfonksiyonun ortaya çıkmasında ve
sürmesinde çok sayıda etkenin iç içe olduğu
ve karşılıklı olarak birbirlerini etkilediği
bilinmektedir. Psikojenik ve organik
nedenler çoğu kez iç içe olabilmekte ve
ayırıcı tanıda zorluklar yaratabilmektedir
İkinci olarak sorgulanması gereken, saptanan
cinsel işlev bozukluğunun yaygın mı yoksa
durumsal olarak mı ortaya çıktığıdır.
Saptanan erektil disfonkiyon her durumda,
her zaman, her partnerle, her yerde ortaya
çıkıyorsa bu cinsel işlev bozukluğunun
yaygın nitelikte olduğunu düşündürür.
Bunun dışında akut olarak ortaya çıkması,
partnere, cinsel etkinliğe, cinsiyete,
zamana, mekana özgü olarak değişkenlik
göstermesi cinsel birleşme dışında
ereksiyonun yeterli olması da erektil
disfonksiyonun daha çok durumsal olarak
görüldüğünü, etyolojinin psikojenik olduğunu
düşündürür.
Erektil disfonksiyon, birincil ve ikincil
olarak ortaya çıkabilir. İkincil olarak,
cinsel isteksizliğe, erken boşalmaya,
partnerinin cinsel işlev bozukluğuna ve
evlilik sorunlarına ikincil olarak ortaya
çıkabilir. Partnerin cinsel işlev
bozukluklarından en sık olarak vajinismusa
ikincil olarak erektil disfonksiyon
görülmektedir.
Sertleşme sorunu ne sıklıkla görülür?
Görülme sıklığı tanımlamaya göre değişir.
Ereksiyon bozukluğunun oluşma sıklığı,
ereksiyonun derecesi, beklenen ereksiyon
düzeyine göre sıklık tanımlaması değişebilir.
Erkeklerdeki en önemli cinsel sorunlardan
biridir ve yaşla birlikte ereksiyon sorunu
daha sık olarak ortaya çıkmaktadır.
Tüm erişkin erkek popülasyonun %10-20’sinde
görülmektedir, 40-70 yaşları arasındaki
erkeklerde %52 oranında görülmektedir. Yani
erektil disfonksiyonun görülme oranı yaşla
birlikte artmaktadır.
Aslında erken boşalma sorunu daha fazla
görülmesine rağmen cinsel işlev bozukluğuyla
başvurma oranı açısından erektil disfonsiyon
ilk sıradadır. Bunun sebebi de erektil
disfonksiyonun cinsel birleşmeye engel
teşkil etmesidir.
Sertleşme problemi nedenleri nelerdir?
Erektil disfonksiyonun nedenlerini organik
ve psikojenik olarak ayırabiliriz.
Erektil disfonksiyonun organik nedenleri
-Damar hastalıkları en sık nedendir.
Damarlarda daralmanın ilk belirtisi
sertleşme sorunu olabilir.
-Sistemik hastalıklar, içinde en önemli
sebep diabettir.
-Nörolojik hastalıklarda, erektil
disfonksiyona neden olurlar. Bunlar, felç,
beyin ve spinal tümörler, serebral
enfeksiyonlar, Alzheimer hastalığı, temporal
lob epilepsileri, multipl skleroz, Parkinson
gibi hastalıklardır.
- İlaç kullanımı; santral sinir sistemini
etkileyen ilaçlar erektil disfonksiyona
neden olurlar.
- Alkol, madde, sigara kullanımı
Eğer ikincil olarak ve ileri yaşlarda ortaya
çıkıyorsa organisite şüphesi mutlaka var
olmalıdır. Klinisyen bu şüpheyi dışlamadan
sorunu psikojenik kökenli bir sorun olarak
kabul etmemelidir.
Erektil disfonksiyonun psikojenik nedenleri
Psikojenik erektil disfonksiyonun
nedenlerini gelişimsel, etkileşimsel,
psikiyatrik olmayan ve psikiyatrik nedenler
olarak sınıflayabiliriz.
1.Erektil disfonksiyonun gelişimsel
nedenleri;
Ereksiyon bozukluğunun gelişmesinde rol
oynayan, cinsel bilgi eksikliği, yanlış
bilgiler, cinsel mitler, yetiştiriliş biçimi,
travmatik cinsel deneyimler, baskıcı aile
ortamı, ensesti sayabiliriz.
-Cinsel bilgi eksikliği, toplum olarak
eğitim düzeyi yüksek kişilerde bile cinsel
eğitim yeterli değildir. Erektil
disfonksiyonun ortaya çıkmasında rol oynayan
en önemli faktörlerden biridir.
-Cinsel mitler, yalnızca eksik bilgi değil
yanlış bilgiler de önemli bir rol
oynamaktadır. Bazı cinsel mitler bu sorunun
oluşmasında ve sürmesinde etkendir. Örnek
olarak;
· Erkek cinsel ilişkiyi her zaman ister ve
buna her zaman hazırdır.
· Başka şeylerde olduğu gibi cinsellikte de
başarıya ulaşmak çok önemlidir.
· Erkek cinsel ilişkinin sorumluluğunu
üstlenmek ve yönetmek zorundadır.
· Sevişme cinsel birleşme demektir, onun
dışındakiler önemli değildir.
· Sevişmek cinsel organda sertleşmeyi
gerektirir.
· Erkeğin penisinde sertleşmenin kaybı eşini
çekici bulmadığı anlamına gelir.
-Yetiştiriliş biçimi; erektil disfonksiyon
açısından önemli olan faktörlerden biri de
geleneksel ve tutucu bir ortamda
yetiştirilmiş olmaktır. Geleneksel ve tutucu
ailelerde yetiştirilen çocuklarda cinsellik
konularında hiçbir bilgi verilmediği gibi
cinsellik “ayıp”, “günah”, “pis”, “kötü”
olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla
böyle ortamlarda yetiştirilen çocuklar ve
gençler hem karşı cinsle ilişkiler hem de
kendi cinsellikleriyle ilgili hiçbir
deneyime sahip olmadan evlenmektedir.
İlk gece korkusunun nedenleri arasında,
görücü usulü ve birbirini tanımadan evlenme,
yeterli cinsel deneyimin olmaması ya da
cinsel deneyimin yalnızca paralı
ilişkilerden ibaret olması ayrıca halen bazı
bölgelerde geçerli olan kanlı çarşaf
gösterme geleneğinin devam etmesi
sayılabilir.
2. Erektil Disfonksiyonun etkileşimsel
nedenleri
-Çift ilişkisinin dinamikleri, öfke,
dominans, statü, güven, yakınlık duygusu,
cinsel çekim, cinsel roller önemli rol oynar.
Sağlıklı bir cinsel ilişkinin gerçekleşmesi
için, eşlerin birbirlerine cinsel arzularını
ve duygularını rahatlıkla ifade edebilmeleri
gerekir. Ereksiyon sorunu ortaya çıktıktan
sonra eğer çiftin yakınlık duygusu ve
ilişkide güven duygusu yoksa erkek sorunu
eşiyle paylaşmakta zorluk çekmektedir ve
erkeğin mahcup ya da rezil olma endişesiyle
cinsel ilişkiden kaçınmasına neden
olmaktadır. Sağlıklı bir cinsel ilişkinin
gerçekleşmesi için, eşlerin birbirlerine
cinsel arzularını ve duygularını rahatlıkla
ifade edebilmeleri gerekir. Erektil
disfonksiyon olan bir erkekte eşin anlayışı
ve tedavide destekleyici rol oynaması
önemlidir. Eşin sorun karşısındaki tepkisi,
(örnek olarak; aşırı talepkar olma, hiç
sorun yokmuş gibi davranma ya da öfkelenme
gibi) erektil disfonksiyonun sürmesinde
etkili olabilmektedir.
-Partnerin cinsel isteksizliği, partnerin
depresyonda olması ya da ilaç kullanımına
bağlı cinsel isteksizliği sorunun ortaya
çıkmasında ve sürmesinde rol oynar.
-İletişim sorunları, çatışmalar
-Evlilik dışı ilgi, aşk ya da ilişki, eşler
arasında sevgi ve şefkatin ifade edilememesi
ve eşlerden birinin evlilik dışı ilişkisi
erektil disfonksiyonun ortaya çıkmasında rol
oynar. Kadının evlilik dışı ilişkisinin
ortaya çıkması ya da şüphesi erkekte rekabet
duyguları sebebiyle performans anksiyetesine
yol açabilir. Erkeğin evlilik dışı
ilişkisinin bulunması ise kendi eşine karşı
şuçluluk duyguları sebebiyle eşiyle
birlikteyken erektil disfonksiyona, ya da
yeni ilişkisinde kendini gösterme, ortaya
koyma kaygıları sebebiyle performans
anksiyetesine buna ikincil olarak da erektil
disfonksiyona yol açabilir.
-Bağımlılıklar (pornografi izleme)
-Birden fazla cinsel sorunun olması ,
erektil disfonksiyonla birlikte erken
boşalma, geç boşalma ya da cinsel
isteksizlik olması. Bazen de hastanın eşinde
bulunan bir cinsel işlev bozukluğu rol
oynayabilir.
3.Erektil disfonksiyonun psikiyatrik olmayan
nedenleri
-Yaşam dönemleri ve zorlukları (iş kaybı,
göç, doğum, menopoz, gebelik vb.)
-Yaşlanma, yaşlanmayla birlikte ereksiyona
ulaşma zamanı uzar, ereksiyon derecesi
azalır, kuvvetli ejakülasyon kaybolur ve
refraktor periyod uzar, ayrıca yaşlanmayla
birlikte gece ereksiyonlarının sıklığı ve
süresi azalır.
-Sağlıkla ilgili kaygılar
4.Erektil disfonksiyonun psikiyatrik
nedenleri
Cinsel işlev bozukluklarının etyolojilerinde
rol oynayan faktörlerden biri de bir başka
psikiyatrik hastalığın olmasıdır. Özellikle,
depresyon, anksiyete bozuklukları, alkol ya
da madde bağımlılığı gibi sorunlar cinsel
işlev bozukluklarına yol açabilmektedir.
Depresyon özellikle cinsel ilgi ve istek
kaybına neden olurken, anksiyete
bozuklukları ve alkol ya da madde
bağımlılıkları uyarılma ve orgazm
bozuklukları üzerinde daha etkili
olmaktadırlar.
-Performans anksiyetesi, ortaya çıkan bir
cinsel işlev bozukluğunun sürmesinin en
önemli nedenlerinden biri anksiyeteye
özellikle performans anksiyetesine bağlı
olarak yapılan yanlış uygulamalardır. Daha
ilişkinin ilk dakikalarında hatta bazen
saatler öncesinde başlayan “sertleşme olacak
mı?” gibi kaygılar sadece sorunun çözümünü
engellemekle kalmazlar, giderek cinsel
ilişkiden tamamen vazgeçilmesine bile yol
açabilirler. Bazı durumlarda ise bu tür
kaygılar kişilerin çok sık cinsel ilişki
denemelerine girmelerine yol açmakta ve
başarı odaklı bu girişimler doğal olarak
olumsuz şekilde sonuçlanmaktadır.
- Depresyon, depresyondaki kişinin genel
olarak ilgileri azalmış, istek ve
motivasyonu kaybolmuştur, depresyondaki kişi
hiçbir şeyden zevk almaz, dolayısıyla
cinselliğe karşı da ilgi ve isteği
azalmıştır ve zevk alamaz.
-Anksiyete bozuklukları, özellikle obsesif
kompulsif bozukluk hem sorunun ortaya
çıkmasında, hem de sürmesinde rol oynar.
Obsesif kişiler sevişmeyi çeşitli biçimlerde
rutinleştirerek kontrol ederler. Sıklıkla
haftanın belli günlerinde sevişme
alışkanlıkları vardır, belirli bir düzen ve
sıralama dahilinde sevişme alışkanlıkları
gösterirler, sevişmeye geçmeden önceki
dönemle başlayan ve çoğunlukla banyo
yapmakla biten davranışlar zinciri değişmez
bir sıra gösterir, sevişmede kontrolünü
yitirme korkusuyla kendini bırakamama sık
rastlanan bir sorundur, performans
anksiyetesi de bu kişilerde daha sık görülür.
Sertleşme sorunu tanısı nasıl konur?
Erektil disfonksiyon tanısı koyarken organik,
psikojenik ayırımı yapmak gerekir.
Erektil Disfonksiyon Tanısı Koyarken
Sorulması Gerekenler
Ereksiyon sorunu ilk cinsel aktiviteden
itibaren mi mevcut, yoksa tetikleyici bir
olay var mı sorusu birincil-ikincil ayrımını
yapmayı sağlar.
Ereksiyon sorunu, yalnızca danışan bireyin
partneri ile beraberliği sırasında mı
oluşuyor, başka partnerle de oluşuyor mu,
masturbasyonda ereksiyon sorunu oluyor mu
soruları durumsal-total ayrımını sağlar.
Uygun zaman , uygun yer, uygun kişi
koşullarının varlığında ereksiyon sorunu
oluyor mu, ereksiyon sorunu yavaş yavaş mı
yoksa aniden mi ortaya çıkmış, ereksiyon
sorunu pozisyon değişikliğine bağlı olarak
artıp azalıyor mu, ereksiyon sorununun
ortaya çıkışının hemen öncesinde kullanılan
bir ilaç ya da geçirilmiş bir operasyon var
mı, sabah ereksiyonları oluyor mu, yetersiz
uyarı, cinsel istek azlığı, orgazm
bozuklukları, partnerde cinsel işlev
bozukluğu, ilişki sorunları, eş reddi,
eşcinsellik, sıklık uyumsuzluğu, fizyolojik
değişiklikler (yaşlılık gibi) var mı
sorgulanmalıdır.
Ereksiyon sorunu birincil bir sorunsa, total
ise, yani hem cinsel ilişki hem
masturbasyonda ortaya çıkıyorsa, yavaş yavaş
ortaya çıkmışsa, pozisyon değişikliği ile
artan azalan ereksiyon varsa, organik
nedenler düşünülmelidir
Spontan ereksiyonlar oluyorsa, sabah
ereksiyonları, masturbasyon sırasında
ereksiyon, başka partnerle ereksiyon
oluyorsa, organisite faktöründen uzaklaşılır.
Erektil disfonksiyon, sertleşme
sorunu tedavisi nasıl yapılır?
Erektil disfonksiyonun tedavisi nedene
bağlı olarak değişmektedir. Eğer bedensel
bir hastalık söz konusuysa, herhangi bir
psikiyatrik hastalığa bağlı ortaya çıkmışsa
öncelikle bu hastalıklar tedavi edilmelidir.
Eşle ilgili iletişim ve ilişki sorunlarına
bağlı olarak ortaya çıkmışsa öncelikle
evlilik terapisi uygulanmalıdır.
Organik nedenler sözkonusu olduğunda,
fosfodiesteraz tip 5 inhibitörleri ,
transuretral ilaç uygulaması, intrakavernöz
enjeksiyon ve vakum cihazı tedavide
kullanılmaktadır. Erektil disfonksiyonun
sebebi organik de olsa zaman içinde bu
kişilerde psikolojik sorunlar eklendiğinden
mutlaka psikolojik destek de verilmelidir.
Psikojenik nedenler varsa cinsel terapi
uygulanmaktadır. Tedavi 1-4 ay sürmektedir,
eğer partneri varsa partneriyle birlikte
ortalama haftada bir olarak cinsel terapi uygulanmaktadır.
Uzm Dr. Aytül Gürbüz
Tükel
Psikiyatri Uzmanı
Akkavak sok. Polat Apt. No 38/11
Valikonağı cad. Nişantaşı. İstanbul
Tel: 0212 - 2197313
...