Hergün  12.00 - 20.00
Pazar KAPALI
Whatsapp: 0539 8288152
 

Sertleşme sorunu, erektil disfonksiyon ve tedavisi

 

Erektil disfonksiyon tanımı 1992 yılında National Institutes of Health tarafından 6 ay süreyle herhangi bir cinsel etkinliği başlatmak veya sürdürmek için yeterli ereksiyonu sağlamada güçlük olarak tanımlanmıştır.

Sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, yeterli bir ereksiyon sağlayamama ya da cinsel etkinlik bitene dek bunu sürdürememeye erektil disfonksiyon denir.
Ereksiyon bozukluğu farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Bazen cinsel yaşamın başından itibaren vardır, bazen de daha sonradan ortaya çıkabilir. Bazen yalnızca cinsel ilişki sırasında ereksiyon sorunu olabilirken masturbasyonda ereksiyon sorunu olmayabilir, bazen sabah ereksiyonu kaybolmazken bazen kaybolabilir. Bütün bunlar ereksiyon bozukluğunu tanımlamamızda önemli ipuçları verir.
Sertleşme sorunu veya diğer adı ile erektil disfonksiyonun ortaya çıkmasında ve sürmesinde çok sayıda etkenin iç içe olduğu ve karşılıklı olarak birbirlerini etkilediği bilinmektedir. Psikojenik ve organik nedenler çoğu kez iç içe olabilmekte ve ayırıcı tanıda zorluklar yaratabilmektedir
İkinci olarak sorgulanması gereken, saptanan cinsel işlev bozukluğunun yaygın mı yoksa durumsal olarak mı ortaya çıktığıdır. Saptanan erektil disfonkiyon her durumda, her zaman, her partnerle, her yerde ortaya çıkıyorsa bu cinsel işlev bozukluğunun yaygın nitelikte olduğunu düşündürür.
Bunun dışında akut olarak ortaya çıkması, partnere, cinsel etkinliğe, cinsiyete, zamana, mekana özgü olarak değişkenlik göstermesi cinsel birleşme dışında ereksiyonun yeterli olması da erektil disfonksiyonun daha çok durumsal olarak görüldüğünü, etyolojinin psikojenik olduğunu düşündürür.
Erektil disfonksiyon, birincil  ve ikincil olarak ortaya çıkabilir. İkincil olarak, cinsel isteksizliğe, erken boşalmaya, partnerinin cinsel işlev bozukluğuna ve evlilik sorunlarına ikincil olarak ortaya çıkabilir. Partnerin cinsel işlev bozukluklarından en sık olarak vajinismusa ikincil olarak erektil disfonksiyon görülmektedir.
 
Sertleşme sorunu ne sıklıkla görülür?
Görülme sıklığı tanımlamaya göre değişir. Ereksiyon bozukluğunun oluşma sıklığı, ereksiyonun derecesi, beklenen ereksiyon düzeyine göre sıklık tanımlaması değişebilir. Erkeklerdeki en önemli cinsel sorunlardan biridir ve yaşla birlikte ereksiyon sorunu daha sık olarak ortaya çıkmaktadır.
Tüm erişkin erkek popülasyonun %10-20’sinde görülmektedir, 40-70 yaşları arasındaki erkeklerde  %52 oranında görülmektedir. Yani erektil disfonksiyonun görülme oranı yaşla birlikte artmaktadır.
Aslında erken boşalma sorunu daha fazla görülmesine rağmen cinsel işlev bozukluğuyla başvurma oranı açısından erektil disfonsiyon ilk sıradadır. Bunun sebebi de erektil disfonksiyonun cinsel birleşmeye engel teşkil etmesidir.
 
Sertleşme problemi nedenleri nelerdir?
Erektil disfonksiyonun nedenlerini organik ve psikojenik olarak ayırabiliriz.
 
Erektil disfonksiyonun organik nedenleri
-Damar hastalıkları en sık nedendir. Damarlarda daralmanın ilk belirtisi sertleşme sorunu olabilir.
-Sistemik hastalıklar, içinde en önemli sebep diabettir.
-Nörolojik hastalıklarda, erektil disfonksiyona neden olurlar. Bunlar, felç, beyin ve spinal tümörler, serebral enfeksiyonlar, Alzheimer hastalığı, temporal lob epilepsileri, multipl skleroz, Parkinson gibi hastalıklardır.
- İlaç kullanımı; santral sinir sistemini etkileyen ilaçlar erektil disfonksiyona neden olurlar.
- Alkol, madde, sigara kullanımı
Eğer ikincil olarak ve ileri yaşlarda ortaya çıkıyorsa organisite şüphesi mutlaka var olmalıdır. Klinisyen bu şüpheyi dışlamadan sorunu psikojenik kökenli bir sorun olarak kabul etmemelidir.
 
Erektil disfonksiyonun psikojenik nedenleri
Psikojenik erektil disfonksiyonun nedenlerini gelişimsel, etkileşimsel, psikiyatrik olmayan ve psikiyatrik nedenler olarak sınıflayabiliriz.
 
1.Erektil disfonksiyonun gelişimsel nedenleri;
Ereksiyon bozukluğunun gelişmesinde rol oynayan, cinsel bilgi eksikliği, yanlış bilgiler, cinsel mitler, yetiştiriliş biçimi, travmatik cinsel deneyimler, baskıcı aile ortamı, ensesti sayabiliriz.
-Cinsel bilgi eksikliği, toplum olarak eğitim düzeyi yüksek kişilerde bile cinsel eğitim yeterli değildir. Erektil disfonksiyonun ortaya çıkmasında rol oynayan en önemli faktörlerden biridir.
-Cinsel mitler, yalnızca eksik bilgi değil yanlış bilgiler de önemli bir rol oynamaktadır. Bazı cinsel mitler bu sorunun oluşmasında ve sürmesinde etkendir. Örnek olarak;
· Erkek cinsel ilişkiyi her zaman ister ve buna her zaman hazırdır.
· Başka şeylerde olduğu gibi cinsellikte de başarıya ulaşmak çok önemlidir.
· Erkek cinsel ilişkinin sorumluluğunu üstlenmek ve yönetmek zorundadır.
· Sevişme cinsel birleşme demektir, onun dışındakiler önemli değildir.
· Sevişmek cinsel organda sertleşmeyi gerektirir.
· Erkeğin penisinde sertleşmenin kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına gelir.
-Yetiştiriliş biçimi; erektil disfonksiyon açısından önemli olan faktörlerden biri de geleneksel ve tutucu bir ortamda yetiştirilmiş olmaktır. Geleneksel ve tutucu ailelerde yetiştirilen çocuklarda cinsellik konularında hiçbir bilgi verilmediği gibi cinsellik “ayıp”, “günah”, “pis”, “kötü” olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla böyle ortamlarda yetiştirilen çocuklar ve gençler hem karşı cinsle ilişkiler hem de kendi cinsellikleriyle ilgili hiçbir deneyime sahip olmadan evlenmektedir.
İlk gece korkusunun nedenleri arasında, görücü usulü ve birbirini tanımadan evlenme, yeterli cinsel deneyimin olmaması ya da cinsel deneyimin yalnızca paralı ilişkilerden ibaret olması ayrıca halen bazı bölgelerde geçerli olan kanlı çarşaf gösterme geleneğinin devam etmesi sayılabilir.
 2. Erektil Disfonksiyonun etkileşimsel nedenleri

 -Çift ilişkisinin dinamikleri, öfke, dominans, statü, güven, yakınlık duygusu, cinsel çekim, cinsel roller önemli rol oynar. Sağlıklı bir cinsel ilişkinin gerçekleşmesi için, eşlerin birbirlerine cinsel arzularını ve duygularını rahatlıkla ifade edebilmeleri gerekir. Ereksiyon sorunu ortaya çıktıktan sonra eğer çiftin yakınlık duygusu ve ilişkide güven duygusu yoksa erkek sorunu eşiyle paylaşmakta zorluk çekmektedir ve erkeğin mahcup ya da rezil olma endişesiyle cinsel ilişkiden kaçınmasına neden olmaktadır. Sağlıklı bir cinsel ilişkinin gerçekleşmesi için, eşlerin birbirlerine cinsel arzularını ve duygularını rahatlıkla ifade edebilmeleri gerekir. Erektil disfonksiyon olan bir erkekte eşin anlayışı ve tedavide destekleyici rol oynaması önemlidir. Eşin sorun karşısındaki tepkisi, (örnek olarak; aşırı talepkar olma, hiç sorun yokmuş gibi davranma ya da öfkelenme gibi) erektil disfonksiyonun sürmesinde etkili olabilmektedir.
-Partnerin cinsel isteksizliği, partnerin depresyonda olması ya da ilaç kullanımına bağlı cinsel isteksizliği sorunun ortaya çıkmasında ve sürmesinde rol oynar.
-İletişim sorunları, çatışmalar
-Evlilik dışı ilgi, aşk ya da ilişki, eşler arasında sevgi ve şefkatin ifade edilememesi ve eşlerden birinin evlilik dışı ilişkisi erektil disfonksiyonun ortaya çıkmasında rol oynar. Kadının evlilik dışı ilişkisinin ortaya çıkması ya da şüphesi erkekte rekabet duyguları sebebiyle performans anksiyetesine yol açabilir. Erkeğin evlilik dışı ilişkisinin bulunması ise kendi eşine karşı şuçluluk duyguları sebebiyle eşiyle birlikteyken erektil disfonksiyona, ya da yeni ilişkisinde kendini gösterme, ortaya koyma kaygıları sebebiyle performans anksiyetesine buna ikincil olarak da erektil disfonksiyona yol açabilir.
-Bağımlılıklar (pornografi izleme)
-Birden fazla cinsel sorunun olması , erektil disfonksiyonla birlikte erken boşalma, geç boşalma ya da cinsel isteksizlik olması. Bazen de hastanın eşinde bulunan bir cinsel işlev bozukluğu rol oynayabilir.

3.Erektil disfonksiyonun psikiyatrik olmayan nedenleri
-Yaşam dönemleri ve zorlukları (iş kaybı, göç, doğum, menopoz, gebelik vb.)
-Yaşlanma, yaşlanmayla birlikte ereksiyona ulaşma zamanı uzar, ereksiyon derecesi azalır, kuvvetli ejakülasyon kaybolur ve refraktor periyod uzar, ayrıca yaşlanmayla birlikte gece ereksiyonlarının sıklığı ve süresi azalır.
-Sağlıkla ilgili kaygılar
 
4.Erektil disfonksiyonun psikiyatrik nedenleri
Cinsel işlev bozukluklarının etyolojilerinde rol oynayan faktörlerden biri de bir başka psikiyatrik hastalığın olmasıdır. Özellikle, depresyon, anksiyete bozuklukları, alkol ya da madde bağımlılığı gibi sorunlar cinsel işlev bozukluklarına yol açabilmektedir. Depresyon özellikle cinsel ilgi ve istek kaybına neden olurken, anksiyete bozuklukları ve alkol ya da madde bağımlılıkları uyarılma ve orgazm bozuklukları üzerinde daha etkili olmaktadırlar.
-Performans anksiyetesi, ortaya çıkan bir cinsel işlev bozukluğunun sürmesinin en önemli nedenlerinden biri anksiyeteye özellikle performans anksiyetesine bağlı olarak yapılan yanlış uygulamalardır. Daha ilişkinin ilk dakikalarında hatta bazen saatler öncesinde başlayan “sertleşme olacak mı?” gibi kaygılar sadece sorunun çözümünü engellemekle kalmazlar, giderek cinsel ilişkiden tamamen vazgeçilmesine bile yol açabilirler. Bazı durumlarda ise bu tür kaygılar kişilerin çok sık cinsel ilişki denemelerine girmelerine yol açmakta ve başarı odaklı bu girişimler doğal olarak olumsuz şekilde sonuçlanmaktadır.
- Depresyon, depresyondaki kişinin genel olarak ilgileri azalmış, istek ve motivasyonu kaybolmuştur, depresyondaki kişi hiçbir şeyden zevk almaz, dolayısıyla cinselliğe karşı da ilgi ve isteği azalmıştır ve zevk alamaz.
-Anksiyete bozuklukları, özellikle obsesif kompulsif bozukluk hem sorunun ortaya çıkmasında, hem de sürmesinde rol oynar. Obsesif kişiler sevişmeyi çeşitli biçimlerde rutinleştirerek kontrol ederler. Sıklıkla haftanın belli günlerinde sevişme alışkanlıkları vardır, belirli bir düzen ve sıralama dahilinde sevişme alışkanlıkları gösterirler, sevişmeye geçmeden önceki dönemle başlayan ve çoğunlukla banyo yapmakla biten davranışlar zinciri değişmez bir sıra gösterir, sevişmede kontrolünü yitirme korkusuyla kendini bırakamama sık rastlanan bir sorundur, performans anksiyetesi de bu kişilerde daha sık görülür.
Sertleşme sorunu tanısı nasıl konur?
Erektil disfonksiyon tanısı koyarken organik, psikojenik ayırımı yapmak gerekir.
Erektil Disfonksiyon Tanısı Koyarken Sorulması Gerekenler
 Ereksiyon sorunu ilk cinsel aktiviteden itibaren mi mevcut, yoksa  tetikleyici bir olay var mı sorusu birincil-ikincil ayrımını yapmayı sağlar.
Ereksiyon sorunu, yalnızca danışan bireyin partneri ile beraberliği sırasında mı oluşuyor, başka partnerle de oluşuyor mu, masturbasyonda  ereksiyon sorunu oluyor mu soruları durumsal-total ayrımını sağlar.
Uygun zaman , uygun yer, uygun kişi koşullarının varlığında ereksiyon sorunu oluyor mu, ereksiyon sorunu yavaş yavaş mı yoksa aniden mi ortaya çıkmış, ereksiyon sorunu pozisyon değişikliğine bağlı olarak artıp azalıyor mu, ereksiyon sorununun ortaya çıkışının hemen öncesinde kullanılan bir ilaç ya da geçirilmiş bir operasyon var mı, sabah ereksiyonları oluyor mu, yetersiz uyarı, cinsel istek azlığı, orgazm bozuklukları, partnerde cinsel işlev bozukluğu, ilişki sorunları, eş reddi, eşcinsellik, sıklık uyumsuzluğu, fizyolojik değişiklikler (yaşlılık gibi) var mı sorgulanmalıdır.
Ereksiyon sorunu birincil bir sorunsa, total ise, yani hem cinsel ilişki hem masturbasyonda ortaya çıkıyorsa, yavaş yavaş ortaya çıkmışsa, pozisyon değişikliği ile artan azalan ereksiyon varsa, organik nedenler düşünülmelidir
Spontan ereksiyonlar oluyorsa, sabah ereksiyonları, masturbasyon sırasında ereksiyon, başka partnerle ereksiyon oluyorsa, organisite faktöründen uzaklaşılır.
 
Erektil disfonksiyon, sertleşme sorunu tedavisi nasıl yapılır?
Erektil disfonksiyonun tedavisi  nedene bağlı olarak değişmektedir. Eğer bedensel bir hastalık söz konusuysa, herhangi bir psikiyatrik hastalığa bağlı ortaya çıkmışsa öncelikle bu hastalıklar tedavi edilmelidir. Eşle ilgili iletişim ve ilişki sorunlarına bağlı olarak ortaya çıkmışsa öncelikle evlilik terapisi uygulanmalıdır.
Organik nedenler sözkonusu olduğunda, fosfodiesteraz tip 5 inhibitörleri  , transuretral ilaç uygulaması, intrakavernöz enjeksiyon ve vakum cihazı tedavide kullanılmaktadır. Erektil disfonksiyonun sebebi organik de olsa zaman içinde bu kişilerde psikolojik sorunlar eklendiğinden mutlaka psikolojik destek de verilmelidir.
Psikojenik nedenler varsa cinsel terapi uygulanmaktadır. Tedavi 1-4 ay sürmektedir, eğer partneri varsa partneriyle birlikte ortalama haftada bir olarak cinsel terapi  uygulanmaktadır.

Uzm Dr. Aytül Gürbüz Tükel
Psikiyatri Uzmanı
Akkavak sok. Polat Apt. No 38/11
Valikonağı cad. Nişantaşı. İstanbul
Tel: 0212 - 2197313

...