Cinselliği olumsuz etkileyen bir çok faktör vardır Erkeklerde özellikle yorgunluk, stres,sigara, hamile bırakma korkusu, ilişkinin yaşandığı ortam, durum da cinselliğin nasıl yaşanacağını, cinselliğin evlilik dışı yaşanması cimselliği olumsuz etkilemektedir.
Sigara, stres ve uykusuzluğun, cinsel gücü olumsuz etkileyen faktörlerin başında geldiği bilinmektedir. Cinsel gücü artırıcı yiyecekler ve yöntemlerin, dünyanın tüm ülkelerinde büyük ilgi gördüğünü bilinmesine rağmen , cinsel gücü azaltıcı faktörlerin dikkate alınmasının daha önemli olduğunu göz önünde bulundurulmalıdır.
Sigara
cinselliği nasıl olumsuz etkiler?
Erkeklerde sigara içme, cinsel gücün karşısındaki olumsuz
faktörlerin başında gelmektedir, sigara dumanındaki bir çok
kimyasal maddenin, damarlarda kasılmaya ve kan akımının
azalmasına neden olduğu kesindir. Kan akımı bozulan penis ve
cinsel organların daha az duyarlı olmakta ve sigara içildikten
sonra yapılan cinsellikte orgazmın daha az yaşandığı
bilinmektedir .
Uykusuzluk cinselliği olumsuz etkiler mi?
Uykusuzluk da cinsel gücü azaltan faktörler arasında
üst sıralardadır. Uykusuzluk halinde stres hormonlarından kortizol salınımının arttığını, bu hormonun yüksekliğinin cinsel
istekte azalmaya neden olduğu sanılmaktadır.
Hatalı
cinsel bilgilerin etkisi nedir?
Erkekler en fazla erken boşalma sorunu ile başvuruyorlar. Organ
boyu sorunu da performans anksiyetesi sonucudur. Kadını tatmin
etmek zorunda olan taraf olarak erkek görülüyor. Kadının
hazzından erkek kendini sorumlu görüyor. Bununla ilgili erkeğin
de yaşadığı ve çözemediği ciddi sorunlar var. Aslında burada
hatalı bilgi var. Cinsel sorunlara bakınca, cinsel birleşme
olayına odaklanıyor insanlar ve sadece ona takılıyorlar. Cinsel
ilişkinin iki organın birleşmesi olduğu sanılıyor ama öyle
değildir. Aksine iki insanın yakınlaşmasıdır cinsel ilişki.
Stres ve
iş hayatı,koşuşturmacanın cinselliğe etkisi nedir?
Cinsellik, her insanda doğuştan varolan bir
içgüdüdür. Ancak özellikle büyük kentlerin yaşam temposu,
cinselliği azaltıcı tuzaklarla doludur. İş yaşamında
karşılaşılan zorluklar ve stres, seks hayatına öldürücü darbeler
indirir.
Stres, kandaki DHEA ve testesteron seviyelerinin düşmesine neden
oluyor. Stresli bir günden sonra cinsel isteğin azalmakta, ve
stres nedeni ile kortizol gibi stres hormonları artmaktadır. Kan
damarlarının daralması ve kan akımının azalmasına neden
olmaktadır. Stres cinsel yaşamda çok önemli faktörlerden
birisidir. Önemli bir toplantı öncesi, sınav öncesi ve benzer
durumlarda cinsel istek ve cinsellikten zevk almak belirgin
oranda azalmaktadır.Bu sebeple bir çok erkek cinsel gücü
arttırma için ilaç olarak "viagra" veya "sintegra" gibi ilaçlar
kullanmaktadırlar.
Uyuşturucu ve doping ilaçlarının cinselliğe etkisi nasıldır?
Değişik uyuşturucular sadece cinsel hayatı değil, hayatın
kendisini de olumsuz etkileyerek zehirlerler. Esrar,eroin ya da
kokain gibi uyuşturucuların erkekte peniste sertleşme fonksiyonu
üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bu durum sporcuların anabolik steroidler yani doping hapları ve ilaçları için de
geçerlidir.
Cinselliğe konsantrasyon önemli mi?
Kişide konsantrasyon güçlüğü olduğunda cinsel sorunlar sıklıkla
yaşanmaktadır. Çünkü cinsel ilişki; heyecan, istek, uyarılma ve
boşalma- rahatlama dönemi olarak gerçekleşir. Kişide eğer
cinselliğe odaklanma güçlüğü varsa, kişinin ya da uyarılma
düzeyi yüksek kişilerin dikkati dağılmakta ve o zaman zevk
kesintiye uğrayıp, dolayısıyla orgazm olunamamkatadır. Suçluluk,
utanç duyguları, eşin tepkileri, sorun karşısında suçlama,
utandırma olumsuz etkilemektedir
Alkol ve
cinsellik??
Alkol kullanımı ve cinsellik ilişkisi konusunda literatürde çok
farklı görüş ve makaleler mevcuttur. Alkolle ilgili en önemli
tartışma alkolün cinsel açıdan uyarıcı olarak düşünülmesi ve bu
amaçla kullanımıdır. Alkol günümüzde ve ülkemizde de en sık
kullanılan cinsel afrodizyak olup, başlangıçta ve az dozda
sosyal anksiyeteyi baskılayabilmektedir. Cinsel işlev açısından
istek evresinde hem olumlu hem olumsuz etkileri olabilmektedir.
Uyarılma fazında erkeklerde daha fazla olmak üzere olumsuz
etkileri vardır. İmpotansa (iktidarsızlık)yol açmasının
ötesinde performans anksiyetesini de arttırabilir. Orgazm
alanında daha fazla retarde ejakülasyon olmak üzere bozulmaya
yol açabilmektedir. Alkolun subjektif olarak cinsel ilişkide
alınan zevk açısından çelişkili etkileri olduğu ve özellikle de
cinsel engellenmenin olduğu bireylerde bu engellenmeyi azaltıcı
etkisi olabileceği anlaşılmaktadır. Bununla beraber artan dozla
beraber tüm evrelerde olumsuz etkileri görülmektedir. Kronik
kullanımında ise sinir sistemi, karaciğer ve endokrin sisteme
olan etkilerine bağlı olarak cinsel işlev bozukluklarında
belirgin artış görülebilmektedir. Alkolün erkeklik hormonu olan
testosteron düzeyini de azalttığı belirlenmiştir.Testosteron
düzeyinin azalması seks dürtüsünün azalması demektir. Sonuçta
iktidarsızlık gelişir. Alkol kullanımı ayrıca erkekte çok az
olan kadınlık hormonu östrojenin miktarını da fazlasıyla
artırır. Buna bağlı olarak erkeklerde göğüs büyümesi yani
“jinekomasti” ortaya çıkar. Kıllanma azalır ve sonuç olarak bazı
kadınsı belirtiler oluşabilmektedir.
Korku ve
cinsellik arasındaki ilişki nedir?
İnsanın doğal dürtülerinden biri olan cinsel istek,
normal koşullarda, bir uyarıcıyla karşılaştığında kendiliğinden
ortaya çıkar ve herhangi bir engele takılmadığı takdirde
orgazmla sonuçlanır.İnsanlarda, cinsellik gibi temel dürtülere
müdahale eden, bunların işlenmesini önleyen ikincil dürtüler de
bulunmaktadır. Bu dürtüler, toplumsal yaşamda doğal cinselliğin
bastırılmış olmasından kaynaklanmakta ve insanın haz duyma
kapasitesini sınırlamaktadır. Bu ikincil dürtülerin en iyi
örneği "korku" dur. Genellikle korkuyla cinsel ilişki birbirine
ters düşer. Ani bir korku insan vücudunda adrenalin
salgılanmasına yol açar. Bu madde, insana tehlikeye karşı
koyabilmesi için gerekli olan enerjiyi sağlar ama, cinsel isteği
de söndürür. Kaynağı ne olursa olsun, korku, şiddetli sıkıntı ve
kaygı duyguları, insanları cinsel uyarılara karşı genellikle
duyarsızlaştırır. Çocukluk yıllarında veya ergenlik döneminde
herhangi bir nedenden ötürü kadınlara karşı korku beslemiş bir
insan, ilk cinsel deneyinde de bu sıkıntılı duyguyu üzerinden
atamadığı için büyük bir olasılıkla başarılı olamayacaktır.
Erkeklerde ereksiyonun yani sertleşmenin gerçekleşmesini veya
orgazma ulaşılmasını, kadınlardaysa aynı şekilde dölyolunun
nemlenmesini ve orgazma varılmasını önleyen bazı korkular
oldukça basit ve yüzeyseldir. "Bu gece penisimde sertleşecek
mi?" gibi bir kaygı ve korku , birçok erkeğin geçici olarak
iktidarsız kalmasına neden olmuştur. Ancak, bu gibi cinsel
korkular, insanın kendisi tarafından tahlil edilebildiği için
çoğu zaman geçicidir.
Utangaçlık duygusu cinsel hayatı olumsuz etkiler mi?
Cinsel konularda rahat olmayan aşırı sıkılgan kişiler
heyecanlarını kontrol altında tuttukları için gerçek doyuma da
ulaşamazlar. Eşlerden ikisinin de büyük bir sıkıntıyla sabahı
bekledikleri, başarısız gerdek geceleri, cinselliğin baskı
altında tutulduğu bütün toplumlarda çok sık rastlanan bir
durumdur. Çoğu zaman bu cinsel işlevsizliğin kökeninde bu
suçluluk duygusu yatar. Kadın ya da erkek, gerek hayali, gerekse
gerçek bütün cinsel eylemlerinde derin bir suçluluk kompleksinin
etkisi altındadırlar ve bu yüzden, orgazma ulaşsalar bile gerçek
bir ruhsal ve bedensel bir doyumdan uzak kalmaktadırlar
Performans saplantısı nedir? Cinselliği nasıl etkiler?
Erkeklerde cinsel tutukluğa yol açan etkenlerden
biri, reddedilme korkusudur. Bazı erkekler, eşleriyle
birlikteyken penislerinin hemen sertleşmeyeceğinden veya
orgazmlarını tutamayacaklarından sıklıkla endişelenirler.
Bazıları da, eşlerine yeterince zevk verecek cinsel "teknikleri"
iyi bilmedikleri için endişelenip tasalanırlar. Kişinin kendini
cinsel hazza bırakacağı yerde bu türden bir gerilim içine
girmesi, sürekli olarak kendini yargılaması, cinsel arzuyu
öldürür. Birbirini seven, birbirine önem veren ama çok deneyli
olmayan iki eşin ilk gecelerinden karışık, tatsız duygularla
ayrılmalarının nedeni de tamamen bu türden bir "performans"
kaygısıdır. Oysa doyurucu bir cinsellikte önemli olan, şu ya da
bu tekniğin uygulanması, vücudun şu ya da bu noktasının çekici
olup olmaması değil, iki eşin de kendilerini içlerinden gelen
arzulara bırakabilmeleridir.
Erkeklerdeki cinsel organ kompleksi cinselliği nasıl etkiler?
Erkekte cinsel tepkileri zayıflatan veya cinsel
isteği öldüren duygusal engellerden biri de aşağılık
kompleksidir. Bazı erkekeler çeşitli nedenlerden ötürü, başka
insanlara oranla "eksik" ve "yetersiz" olduklarını düşünür. Bu
düşünce, sonunda kişinin cinsel gücünü de etkileyebilir.
Başlangıçta hiçbir sağlam temeli olmayan bir "ben beceriksizim,
yetersizim" düşüncesi, sonuçta kişiyi gerçekten
beceriksizleştirebilir. Bazen de kişilerin genel bir aşağılık
kompleksine değil, sadece cinsel yeteneklerinin yetersizliğine
ilişkin bir duygunun etkisi altında kaldıkları görülür.
Erkeklerin cinsellikle ilgili aşağılık duyguları çoğu zaman
penislerinin büyüklükleri ve boyutları noktasında toplanır.
Ergenlik çağındaki erkek çocuklar arasında en sık görülen seks
oyunlarından biri, penis büyüklüklerinin ve yapısının
karşılaştırılmasıdır. Bu tür deneyler sonunda bazı erkekler
penislerinin diğer erkeklerinkinden küçük olduğu kanısına
varabilirler ve cinsel gücün, penis büyüklüğüne bağlı olduğu
gibi yanlış bir düşünce de taşıdıkları için, kendilerinin
eşlerine zevk verecek kapasitede olmadıklarından endişe
edebilirler. Cinsel birleşme sırasında vajinanın en duyarlı
bölümü, girişe yakın alt kısımlarıdır; penis, büyüklüğü ne
olursa olsun, dölyolunun bu kısmına değecek bir uyarıcı görevini
yapacaktır. Üstelik, çoğu kadının asıl cinsel duyarlık merkezi;
vajina değil, klitoristir. Cinsel birleşme sırasında klitoris
erkeğin penisine değil, penisin üstünde yer alan tüylü bölgeye
değer ve bu bölgenin basıncıyla uyarılır. Eğer bir kadın, sırf
bilgisizlikten ötürü, büyük bir penisin kendisine daha çok zevk
vereceği düşüncesine saplanmışsa ve bu saplantıdan ötürü küçük
penisler kendisine psikolojik bir haz vermiyorsa, sorun organ
büyüklüğünden değil, yalnızca bir psikolojik koşullanmadan
kaynaklanmaktadır.
...