Hergün  12.00 - 20.00
Pazar KAPALI
Whatsapp: 0539 8288152
 

Andropoz nedir?

 


Andropoz, ‘Andro’ yani erkek ve ‘pause’ yani ara vermek kelimelerinin birleşiminden meydana gelen bu sözcük olup, erkekliğe ara vermek gibi düşünülse de aslında bu, gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır.


 Kadının üreme fonksiyonlarının sonlandığı menopozun aksine, erkekler andropoz sonrasında da üretkenliğe devam etmektedirler. Andropoz aslında testosteron hormonun düşüşüyle ilgili bir durumdur. Erkeklik hormonu testosteron, 40′lı yaşlardan itibaren düşmeye başlar  ve 50′li yaşlardan itibaren bu azalma daha belirgin hale gelmektedir. Testosteron düşüklüğü yaşayan erkeklerde cinsel istek ve ereksiyon kalitesi azalmaktadır. Konsantrasyon kaybı, yorgunluk, kızgınlık, depresyon, kas kitlesi ve gücünde düşüş, kemik yoğunluğunda azalma ve organ yağlanması gibi sorunlar meydana gelir.

Andropoz nasıl bir süreç sonunda ortaya çıkıyor?

Testosteron hormonu yumurtalıklarda ve böbreküstü bezlerinde üretilir. Yani fabrika bölgeleri bu iki yerdir. Yaşın ilerlemesi ile beraber bu iki hormonun üretildiği hücrelerde sayıca azalma ve yumurtalığın kanlanma mekanizmasında bozulma meydana gelir. Yani bu fabrikalarda üretim azalması olur. Ancak bu azalmanın bireyler arasında büyük farklılıklar gösterdiği unutulmamalıdır. Yıllarla ifade edebileceğimiz bir zaman aralığında meydana gelen bu azalmalar sonucu andropoz ortaya çıkar.

Andropoz Belirtileri nelerdir?

Andropozun en yaygın belirtileri kendini sağlıklı hissetmeme, kas ve eklem ağrıları, gece terlemeleri, uyku bozuklukları, sinirlilik hali, kaygılı olma durumu, sürekli yorgunluk hissi, depresif ruh hali, motivasyon güçlüğü. sakal çıkmasında azalma, penisin sertleşmesinde azalma, sabah ereksiyonlarının sıklığında azalma, libido veya cinsel aktivite azalmasıdır.Andropoz belirtileri mutlaka ciddiye alınmalıdır.

Andropoz döneminde erkeğin cinsel hayatı nasıl etkileniyor?

Erkeklerin korkulu rüyası andropoz ile görülen semen üretiminde düşüklük ve cinsel istekte azalma, yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan hormon düşüklüğünün bir nakıma belirtilerindendir. Ayrıca uyku ve sabah erken ereksiyonları sayı ve sertlik bakımından zayıflar. Ancak her şey bitecek diye bir şey asla söz konusu değildir. Şöyle de diyebiliriz: Motor tekler! Ama ille de yolda bırakmaz. Tabi ilk belirtilerin görüldüğü anda bir üroloji uzmanına danışarak gerekli kontrolleri yaptırmak iyi olur.

Anropozun erkeğe olan etkileri nelerdir?

Psikolojik yönden; sinirlilik, kaygı, depresif ruh hali, kronik yorgunluk hissi ve motivasyonda azalma görülebilir. Hafızayı da olumsuz etkilediğinden unutkanlık sorunları baş gösterebilir. Aynı şekilde kişide zihinsel sorunlar var ise andropoz ile bu durum tetiklenebilir.
Bedensel yönden; konsantre olamama, halsizlik, uyku ihtiyacında artış, kas ve eklem ağrıları beraberinde ise ateş basmaları gibi şikayetler oluşur.
Cinsel yönden; erkeklik hormonundaki düşüş ile cinsel isteksizlik ve beraberinde ereksiyon sorunlarında da artış olur. Yine ileri yaş ile birlikte erkeklerde de osteoporoz yani kemik erimesi de andropoz ile ortaya çıkar.

Andropoz teşhisi nasıl konmaktadır?

Öncelikle andropozda teşhis aşaması çok önemlidir. Andropoz belirtisi sayılabilecek şikayetleri olan erkeklerde tanı için belirtilere dayanan değişik skalalar mevcut. Erkeğin şikayetleri bunlarla karşılaştırılır. Değişik zamanlarda bir kaç kez alınacak kan tahlili ile kandaki testoteron seviyesine bakılır.
Hastaya şikayetleri doğrultusunda üroloji uzmanının fiziksel muayenesi ile testislerde küçülme ve kıvamdaki yumuşaklık, aynı şekilde peniste küçülme, bunların dışında kas kitlesinde azalma gibi bulgular sayesinde andropoz tanısı konulur.

erkeklerde andropoz yaşı kaçtır?

Erkeklerde andropoz yaşı  kişiye göre farklılık gösterir ve durumunun hangi yaşlarda ortaya çıkacağı her hasta için farklıdır. Bazı erkeklerde 50'li yaşlardan sonra bazılarında ise 80'li yaşlar ile birlikte andropoz belirtileri görülebilir. Andropoz, erkeğin kaçınılmaz sonu değildir, her erkekte ortaya çıkan bir durum da değildir. Her hastada andropoz belirtileri görülmediği için tedaviye de gerek olmayabilir.